Türkiye geçtiğimiz 50 yıl içinde pek fazlaca kez ABD ve Avrupalı öteki müttefikleri tarafınca engelleme altına alındı. Üstelik yalnızca tayyare ve vapur değil, kendimizi savunmamız için lüzumlu olan sistem ve cephaneler da adeta bir koz olarak kullanıldı.
1985 senesinde kurulan Müdafa Sanayii Başkanlığı ile yardımıyla artık ihtiyaçlarımızın fazlaca büyük bir kısmını yerli imkanlarla üretebiliyoruz. Nitekim buna ABD’nin ısrarla bizlere satmak istemediği Hava Müdafa Sistemi Patriot’un en büyük rakiplerinden olacak SİPER de dahil.
Geçtiğimiz günlerde SİPER Hava Müdafa Sistemi için meydana getirilen bir testin başarıyla sonuçlanan görüntüsü gösterildi. Meydana getirilen açıklamada eleştiri aşamanın geride bırakıldığı söylendi. Kısa bir süre sonrasında ise seri üretime alınacak sistemin 2023 itibariyle envantere girmesi hedefleniyor. Bu sayede katmanlı Hava Müdafa Sistemimiz sonunda tamamlanacak. Peki bu ne anlama geliyor?
Bir ülkenin yada sınır dışındaki bir askeri birliğin her türlü saldırıya karşı korunabilmesi için birden fazla Hava Müdafa Sistemine ihtiyacı vardır. Mesela şu anda Rusya’dan aldığımız S-400 sistemi ya da ABD’nin kullandığı Patriot, yüksek irtifada hareket eden balistik füzeleri ya da jetleri vurmak için tasarlandı. Bundan dolayı alçak uçuş icra eden bir İHA’yı etkisiz hale getiremeyebilirler.
Isterseniz durumu açıklamak için Türkiye’nin elinde bulunan 6 değişik yerli sistemin özelliklerine bakalım. İlk sırada KORKUT içeriyor. Bu HSS (Hava Müdafa Sistemi) zırhlı paletli bir vasıta üstüne yerleştirilmiştir. Üstünde ise 35 mm KDC-02 tipi çift namlulu tabanca sistemi bulunuyor. Dakikada 1100 atım yaparak 4 km içindeki tüm hava araçlarına karşı etkili koruma sağlayabiliyor.
Derhal peşinden SUNGUR geliyor. Bu HSS’de gene mobilite önde tutularak zırhlı bir vasıta üstüne inşa edildi. 8 kilometre içindeki tüm hedefleri içindeki füzeler ile vurabiliyor. Daha sonrasında ise birazcık daha yüksek teknoloji sistemlere geçiş yapıyoruz.
Burada HİSAR ailesi başlıyor. Birinci adımda yer edinen HİSAR A+, 2 km asgari, 15 km azami menzile haiz. HİSAR O+ ise 3 km asgari ve 25 km azami menzile haiz. Son geliştirilen HİSAR RF’de (Radar arayıcı başlıklı) ise menzil 35 kilometreye kadar çıkıyor.
Son katmanda ise ilk başta HİSAR U adıyla geliştirilen fakat sonrasında SİPER olarak anılan Hava Müdafa Sistemi içeriyor. SİPER’in Blok1 olarak karşımıza çıkan versiyonunda asgari menzil 30 km, azami menzil ise tam 100 km. Doğal ikinci ve üçüncü etapta envantere alınacak Blok2 ve Blok3’lerin menzili 150 kilometreyi geçecek.
En büyük rakibi ise PAC-1 ve PAC-3 versiyonları 20 ila 70 kilometre menzile, PAC-2 ile de 160 km menzile haiz Patriot olacak. Fakat bu HSS’de kullanılan radarın kapsama menzili sadece 150 km kadar. SİPER’de ise kullanılması kabul edilen 2 değişik radar mevcut.
Bunlardan ilkinin 600 km Uzun Menzilli ve Kara Konuşlu Hava Müdafa Radarı olduğu söyleniyor. Diğeri ise proje modeli oluşturma emekleri ve fizibilite emekleri devam TF-2000 destroyer gemisinde yer alacak 450+ km menzile ve aynı anda 1000+ hedefi takip edebilme kabiliyeti olan ÇAFRAD radarı.
Dolayısıyla sistem 2023 senesinde envantere girdiğinde Patriot ile S-400 içinde bir konuma oturacak. Türkiye’nin de katmanlı Hava Müdafa Sistemi tam anlamıyla korunmuş olacak. Doğal hızla gelişen teknolojinin de çağa ayak uydurduğunu hatırlatalım. Zira artık atmosfer dışına çıkarak hedefini vurabilen füzelerden konuşuluyor.
Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı ihmal etmeyin!
Kaynak: teknolojipusulasi.com