Ulusal Müdafa Bakanı Hulusi Akar, NATO Müdafa Bakanları Toplantısı’nın peşinden Brüksel’de vazife meydana getiren Türk gazetecilerle bir araya gelmiş olarak soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu. Yunan mevkidaşıyla yapmış olduğu görüşme üstüne sorulan soruya cevap veren Bakan Akar, “Spontane gerçekleşti, gerçekçi bir görüşme oldu” derken Türkiye ve Yunanistan arasındaki itimat artırıcı önlemler toplantısının dördüncüsünün Ankara’da yapılması için Yunan heyete yönelik davetlerini yinelediklerini de belirtti.

“DAVALARINI ELİMİZDEN GELDİĞİNCE DESTEKLEMEYE DEVAM EDİYORUZ”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) bir taraftan hudut güvenliği öteki taraftan terörle savaşım faaliyetlerini kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Akar, “Ek olarak Libya, Azerbaycan şeklinde dost ve kardeş ülkelerde de dostlarımızın, kardeşlerimizin haklı davalarını elimizden geldiğince desteklemeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Bölgesel olarak duyarlı, eleştiri bir dönemden geçildiğini ifade eden Akar, “Bu şekilde bir dönemde iki gün süreyle NATO Müdafa Bakanları Toplantısı gerçekleştirildi. Görüşmede başta Ukrayna olmak suretiyle ittifakın gündeminde bulunan müdafa ve caydırıcılık mevzuları ele alındı, hem bölgesel hem de küresel gelişmeler değerlendirildi.” dedi.

RUSYA-UKRAYNA GERİLİMİ

Ukrayna-Rusya arasındaki gerilime yönelik de açıklamalarda bulunan Akar, şunları söylemiş oldu:

“Bizlerde, ilgili öteki ülkelerde ve NATO devletlerinde bir kaygı söz mevzusu. Bu endişeyle gelişimleri yakından takip ediyoruz. Dış ilişkiler ve diyaloğun sürdürülmesi ve bu şekilde çözüme gidilmesi hepimizin ortak dileği. Bunu vurguladık, vurgulamaya devam ediyoruz. Bizim için hem Gürcistan’ın hem de Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği mühim. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği şeklinde tansiyonun düşürülmesi için Türkiye olarak bugüne dek elimizden geleni, üzerimize düşeni yaptık, halletmeye devam ediyoruz.”

Akar, Karadeniz’de Montrö’nün getirmiş olduğu bir sürerdurum olduğuna dikkati çekerek, “Bu sürerdurum ile Karadeniz’de denge, güvenlik ve istikrar var. Bunun da dirimsel önemi haiz bulunduğunu her fırsatta belirttik, belirtmeye devam ediyoruz.” dedi.

“MUHATAPLARIMIZA İFADE ETTİK”

Görüşmelerde Cenup Kafkasya’daki bölgesel iş birliğinin her insanın yararına bulunduğunu ifade ettiklerini de aktaran Akar, “DEAŞ, El-Kural, PKK ve PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG ve FETÖ şeklinde terörün her türlüsü ile savaşım ettiğimizi, bunu sürdürdüğümüzü ve bu alanda müttefiklerimizden daha çok iş birliği beklediğimizi de burada gene altını çizerek muhataplarımıza ifade ettik.” diye konuştu.

NATO Genel Sekreteri’nin yanı sıra İngiltere, Romanya, Letonya, Estonya, Şimal Makedonya, Hollanda, Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, İspanya ve ABD’nin de aralarında bulunmuş olduğu fazlaca sayıda ülkenin müdafa bakanı ile görüşme fırsatı bulduğunu belirten Akar, “Hem askeri eğitim iş birliği hem de müdafa endüstri mevzularını ele alma, ana, kilit mevzular hakkında görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulduk. Bu bakımından toplantının son aşama yararlı geçtiğini söyleyebiliriz.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

“TUTUMUMUZ BAŞINDAN BERİ AÇIK VE NET”

Ukrayna krizine yönelik Türkiye’nin bakışı ile bölgede daha etken rol oynamasına yönelik bir planın bulunup bulunmadığı sorusuna Akar, şu yanıtı verdi:

“Bizim bu konudaki tutumumuz başından beri fazlaca açık ve net. En üst düzeyde, Sayın Cumhurbaşkanımızdan başlayıp bakanlar düzeyinde ve öteki heyetler arası görüşmelerde hep dile getirildi. Biz başlangıçtan itibaren konuşmalara ve görüşmelere ‘Kırım’ın işgaline karşıyız.’ diye başladık. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğimizi de söyledik, anlatmaya devam ediyoruz. Bölgedeki gerginliğin sağduyulu ve dengeli bir yaklaşımla çözülmesinden yanayız ve bu manada Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin sulh, diyalog, rahatlık ve refah içinde yaşaması bizim en samimi dileğimiz.”

Bakan Akar, Türkiye’nin Karadeniz’deki gerginliğin azaltılmasından yana bulunduğunu vurgulayarak, şu görüşleri dile getirdi:

“Gerginliğin daha çok artmaması için ne yapılması gerekiyorsa biz bu tarz şeyleri konuşuyor, bu tarz şeyleri telkin ediyoruz. Bu konudaki görüş ve önerilerimizi ortaya koyup müttefiklerimizle paylaşıyoruz. Gerginliği tırmandırıcı fiil ve söylemlerden uzak durulması, fiil ve söylemlerin iyi istişare edilmesi icap ettiğini ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye olarak üzerimize düşen siyasal, insani, hukuki, yapılması ihtiyaç duyulan ne var ise yaptık, halletmeye devam ediyoruz.”

Gelişimleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Akar, “Gelişmelere bakılırsa bizim almamız ihtiyaç duyulan tedbirler her neyse bu tarz şeyleri bugüne dek aldık, almaya devam edeceğiz.” dedi.

Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülkenin Türkiye bulunduğunu belirten Akar, “Tüm tarafların sükunet, iş birliği, istişare, diyalog içinde faaliyetlerini yürütmelerinin her insanın yararına bulunduğunu söyledik, söylüyoruz.” ifadesini kullandı.

YUNAN BAKAN İLE GÖRÜŞME: SPONTANE GERÇEKLEŞTİ

Bir gazetecinin, Yunanistan ile ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde Yunan mevkidaşıyla yapmış olduğu görüşmeye ilişkin sorusu üstüne Akar, “Yunanistan Müdafa Bakanı Sayın Nikolaos Panagiotopoulos ile oldukça pozitif, yapıcı bir görüşme yaptık. Spontane gerçekleşti, gerçekçi bir görüşme oldu.” dedi.

“YUNAN HEYETE YÖNELİK DAVETİ YİNELEDİK”

Akar, görüşmede, Türkiye ve Yunanistan arasındaki itimat artırıcı önlemler toplantısının dördüncüsünün Ankara’da yapılması için Yunan heyete yönelik davetlerini yinelediklerini de belirtti.

Ulusal Müdafa Bakanı Akar, Türkiye’nin internasyonal hukuk, ikili anlaşmalar ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, barışçıl yol ve yöntemlerle, diyalogla sorunların çözebileceğine yönelik inancını yineleyerek, şunları kaydetti:

“Farklılıklarımız var, doğru fakat bir araya gelelim, bu tarz şeyleri tartışalım diyoruz. Gayemiz sulh ve istikrar içinde, internasyonal hukuk dahilinde tarafların bölgenin zenginliklerinden istifade etmesi. Bunu kaç kere dile getirdik. Ege’de, Akdeniz’de zenginlikleri adil şekilde paylaşalım diyoruz. Bunların karşılık bulmasını bekliyoruz. Tüm bu iyi niyetli yaklaşımımıza karşın müttefiklik ruhuna aykırı şekilde provokatif, gerginliği tırmandırıcı fiil ve söylemlere maalesef devam ediyorlar. Bunlarla ilgili internasyonal hukuk ve ikili anlaşmalarımız var. Siz Lozan Antlaşması’nı, Paris Antlaşması’nı yok sayamazsınız. Altında imzanız olan bu anlaşmaların istediğiniz maddelerini uygulayacaksınız, istemediklerinizi uygulamayacaksınız. Dünyada bu tarz bir olay yok.”

Bazı Yunan siyasilerin konuşmalarının ve eylemlerinin temelinde yayılmacı bir anlayışın bulunduğunu belirten Akar, Türkiye’ye yönelik yapay bir tehdit algısı oluşturulmaya çalışıldığını söylemiş oldu.

Buna bağlı olarak bir silahlanma sevdasına giren Yunanistan’ın bazı ittifaklar ardında koşmaya çalıştığına dikkati çeken Akar, “Ikimiz de ‘Bunlar boşuna gayretler.’ diyoruz. Aslına bakarsan akil, aklı başlangıcında Yunanlar da bunu ifade ediyorlar. Bu kadar ekonomik sorun varken bir silahlanma sevdasıyla Yunan halkının imkanlarını, fırsatlarını, maddi kaynaklarını heba etmek ilk olarak ve bilhassa Yunan halkını rahatsız ediyor, onun yükünü artırıyor.” dedi.

“TÜRKİYE HİÇ KİMSEYE KARŞI BİR TEHDİT DEĞİL”

Türkiye’nin Yunanistan başta olmak suretiyle tüm komşularının sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygılı bulunduğunu vurgulayan Akar, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye coğrafyası, nüfusu, ordusu, ekonomisi, zamanı ve değerleriyle kuvvetli bir devlet. Fakat Türkiye asla hiç kimseye karşı bir tehdit değil. Bunun görülmesi, bilinmesi lazım. Türkiye hem bölgesel hem de küresel barışın ve istikrarın teminatı olmaya yada küresel ve bölgesel barışa katkı sağlamaya devam ediyor. Bizim durumumuz budur. Türkiye güvenilir, kuvvetli ve etkin bir bağlaşık. Bunu her insanın bilmesi lazım.”

Yunanistan’ın Türkiye ile olan sorunlarını Türkiye-NATO, Türkiye-AB, Türkiye-Avrupa problemi haline dönüştürmeye çalışmasını büyük bir yanlış olarak nitelendiren Akar, “Öteki taraftan bazı Avrupalı dostlarımızın, AB’deki, NATO’daki bazı dostlarımızın bunu bu şekilde algılaması da esef verici. Taraf tutmamaları lazım. Bu mevzuda maalesef AB mensuplarının bilhassa bazıları Türk-Yunan meselelerinde önyargılı, tek yanlı ve körü körüne Yunan yanlısı. Gerçekleri bir tarafa bırakmak, göz ardı etmek suretiyle adeta vakası çözmemek için ateşe benzin dökmek şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar.” diye konuştu.

Türkiye’nin fazlaca sayıda Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını, insani yardımda bulunduğunu ifade eden Akar, şunları söylemiş oldu:

“Hal böyleyken Yunanistan’a girmeye çalışanlara silahla, botlarını delmek, kimi zaman ateş etmek suretiyle karşı koymak hakikaten asla yakışık almayan, bu çağda olmaması ihtiyaç duyulan, internasyonal hukuk, insani değerler, insan hakları bakımından kabulü mümkün olmayan davranışlardır. 3 yılda, 85 bin mülteciyi bilhassa denizde acımasız, canice, insanlık dışı şekilde karşılamışlar, ittirmişlerdir. Bunun başka yolu olması lazım. Buna derhal son verilmeli.”

“BU İNSAN HAKLARININ KESİN İHLALİDİR”

İpsala’da Yunan sınır unsurları tarafınca geri itilen 19 kişinin donarak öldüğünü hatırlatan Akar, “AB’de, başka yerlerde insan haklarının en önde savunucusu olarak ortaya çıkanlar nerede? Avrupa’nın göbeğinde insanoğlu hayatlarını kaybettiler. Sağ kalanların ifadeleri var: ‘Soydular, bizi çıplak tuttular, paramız pulumuz gitti. Çoluğumuz çocuğumuzla ölüme terk ettiler.’ diyorlar. Yunan muhataplarımızdan bunlara bir umar bulunmasını istiyoruz. Bu, insan haklarının kati ihlalidir.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’taki gelişmelere yönelik soruya Akar, “Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eşit gerçek sahibi bulunduğunu anlamaları, Türk varlığını kabul etmeleri lazım. Türk varlığını içlerine sindirmeleri lazım. Kimseler yokken biz vardık orada. Dolayısıyla bu zamanı arka planıyla, toplumsal yapısıyla, değerleriyle, gelişimiyle bu tarz şeyleri görmek lazım. Oradaki insanların da Kıbrıslı kardeşlerimizin de haklarına saygı göstermeleri lazım.” yanıtını verdi.

“BURADA HAKLARIMIZ, SORUMLULUKLARIMIZ VAR”

“Türkiye’nin NATO üyeliğinin 70. yılına yönelik değerlendirmesi sorulan Akar, “NATO başarı göstermiş bir müdafa ittifakı. Ikimiz de buranın tam üyesiyiz. Dolayısıyla burada haklarımız, sorumluluklarımız var. Hem haklarımızı sonuna kadar kullanmak hem de sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getirmek için elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz.” diye konuştu.

Ulusal Müdafa Bakanı Hulusi Akar, NATO’nun birlik, uyum içinde, istişareyle çalışmalarını yürütmesinin önemine işaret ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“NATO’ya 70 yıl süresince hakikaten etkin, kuvvetli ve kesintisiz bir destek sağladık. Bunu da halen sürdürüyoruz. Mühim katkılarımız oldu, NATO yöneticileri de bunun bilincinde. NATO’nun değerlerini ve sorumluluklarını paylaştık, paylaşmaya devam ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri, NATO içinde ikinci büyük ordu. NATO’nun güvenliğinin tam merkezindeyiz. Üstlenmiş olduğumuz vazife ve misyonları da hakikaten büyük bir başarıyla yerine getirdik. Türkiye NATO’ya en fazlaca katkı veren ilk 5 ülke içinde, mali katkı bakımından da 8. sırada. Bu, mühim bir şey. Bizim ortaya koyduğumuz ciddi bir fedakarlık, ciddi bir potansiyel var.

Ek olarak burada NATO misyonunda çalışan büyükelçilerimizi, askerlerimizi, temsilciliğimizdeki arkadaşlarımızı, geçmişte vazife yapanları saygı ve şükranla anıyorum. Hakikaten burada ciddi bir savaşım var, ağır bir savaşım var. Görünen ve görünmeyen savaşım var. Buradaki dostlar fazlaca ciddi çaba içindeler. Onlara teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberlik içinde ülkemizin ve milletimizin, 85 milyon olduk artık, hak ve menfaatlerini, onurunu, prestijini, bayrağını yükseklerde dalgalandırmak için bugüne dek çalıştık, aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: AA

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

5 anket şirketinden çarpıcı sonuçlar! “Fazlaca garip” diyerek duyuruldu

Sutopu Federasyonu’nun toplumsal medya paylaşımı vaka oldu

Maske zorunluluğu kalkıyor mu? Bakan Koca’dan izahat