MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yapmış olduğu konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında işe alınan fazlaca sayıda kişiden 557’sinin terör örgütleriyle bağlantı ve iltisak içinde olduklarına dair yabana atılmayacak vahim iddianın üstüne gidilmesinin; İçişleri Bakanlığının teftiş mekanizmasını çalıştırmasının bir hukuk gerçeği, bir yönetim marifeti bulunduğunu söylemiş oldu.

Bundan hastalık duyanların, İçişleri Bakanı’nı karalamaya yeltenenlerin, kızarmaz gözleriyle, utanmaz yüzleriyle, uslanmaz yüzsüzlükleriyle Türkiye’nin karşı cephesi, Türk milletinin kripto hasımları bulunduğunu belirten Bahçeli, “Belediyeye terörist almanın neresi ulusal iradenin hükmüdür? Oldukça ciddi iddialar teftiş, incelem, sonrasında da tahkik edilmesin mi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın başlangıcında müteferrika kavuğu vardır da ayrıcalık mı kazanmıştır? ‘Sözü ortaya attım, isteyen istediğini alsın’ diyen çürük yumurta, senin dilinin altındaki bakla nedir?” sorularını yöneltti.

“SİZ NASIL BİR KAFAYA SAHİPSİNİZ?”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Hususi teftişten dolayı endişeli ve kederli bulunduğunu söyleyen, sürecin İmamoğlu’nun doğal adaylığını güçlendirdiğini ifade eden, bizim de bu niyette olduğumuza yönelik kuşkularını paylaşan sulu gözlü siyasetçi sana soruyorum: Siyasete devam etmek için CHP’de yer mi yapıyorsun? Önyargıyla teftiş sürecinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yla ilgili bir sorun olmadığını iddia edenler siz iyi mi bir kafaya sahipsiniz? Bununla iktifa etmeyip ‘TSK’nın içinde bazı FETÖ’cülere karşı operasyon yapılması hükümetin TSK’ya tavrını mı ortaya koyar?’ sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, devrin Genelkurmay Başkanı’nı, bugünün Ulusal Müdafa Bakanı’nı töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi, senin varmak istediğin yer neresi, yapmak istediğin nedir?

“İBB BAŞKANI HER DURUMDA SORUMLUDUR”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına terör örgütleriyle bağlantı ve iltisaklı olanların alımında en alttan en üste kadar hiyerarşik zincirdeki hepimiz görevli değil midir? Belediye Başkanı, kimlerin işe alınıp alınmadığını sormayacak mıdır? Sordu ise ‘Bu teröristler ne arıyor?’ diyemedi mi? Demedi ise suçludur. Biliyor da HDP korkusundan dolayı susmuşsa gene suçludur. Asla haberi yoksa daha tehlikelidir, o vakit da katmerli suçludur. Anlayacağınız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı her durumda mesuldür. İddialar tevsik edilirse, kabahat durağan(durgun) görülürse, tekraren ifade ediyorum; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir saniye bile olsa makamını işgal edemez, etmemelidir.”

“SOYSUZ BİR KIYAS”

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görevdeki Belediye Başkanı’nı karşılaştırmanın, “Bakın o da aynısını yaşamıştı, görevden alınmıştı.” demenin “soysuz bir benzetme” bulunduğunu açıkladı.

Erdoğan’ın okumuş olduğu bir şiir yüzünden büyük haksızlıklara uğradığını, görevden alındığını, bu antidemokratik ve faşist uygulamayı Türk milletinin tashih ve onarım ettiğini, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığına kadar taşıdığını özetleyen Bahçeli, şunları kaydetti:

“Peki, mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı şiir mi okudu? Hayır. Gözünün üstünde kaşın var mı dendi? Gene hayır. Terör örgütleriyle bağlantılı olanların Belediyeye alınması mevzusunda iddiaların araştırılması, incelenmesi, gerekseme olursa da soruşturulması maksadıyla tecrübeli müfettişler göreve getirildi. Ne var bunda? Yanlış olan nedir? Mağduriyet bunun neresindedir? Kabahat işlemiş, işlenmiş suçlara ortak olmuş, terör örgütüne mali ve siyasal destek elde etmiş HDP’li belediye başkanları o halde niye görevden el çektirildi? Hukukun üstünlüğü var ise, ki vardır ve kesindir, o vakit kamu görevi icra eden hepimiz yeri ve zamanı ulaştığında yaptıklarından yada yapamadıklarından dolayı hesap vermekle yükümlüdür.

“SORUMLULUK İBB MECLİSİNE AİTTİR”

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde kabahat işlenmişse, teröristler bir rejim programı kapsamında işe alınmışsa bunun birinci derecede sorumlusu temsili olarak şube müdürü Ahmet, daire başkanı Mehmet değil bal şeklinde, buz şeklinde Belediye Başkanı olan zattır. Bu kapsamda hepimiz teftiş cihetiyle ulaşılacak sonucu beklemelidir. Kabahat durağan(durgun) görülür, suçlular tespit edilirse bundan sonraki etap mahkemelerdir. Bu süre zarfında teröristlerin işe girmiş olduğu belge ve bilgilerle bir rapor formatına bağlandıktan sonrasında, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bir tek mahkeme huzuruna çıkması yetmez, görevinden alınması şarttır, adaletin icabıdır, hitamında mesuliyet Büyükşehir Belediye Meclisine aittir.”

“HAYAT PAHALILIĞI KADERİMİZ DEĞİLDİR”

Bilhassa ekonomik temelden ve kuramsal gerçeklerden kopuk kur ve fiyat artışlarının, Türkiye’nin belini kırmak, rahatlık ve refah ümitlerini kesintiye uğratmak için projelendirildiğini belirten Bahçeli, ekonomik operasyonlara, siyasal oyunlara, diplomatik tuzaklara karşı milletle aynı çizgide, devlete aynı mevzide, hükümetle aynı siperde olduklarını açıkladı.

Bahçeli, 20 Aralık tedbirleri vasıtasıyla döviz kurundaki düşüşlerin aynı oranda fiyatlar genel düzeyine yansıması, vatandaşların temel mal ve hizmet ihtiyaçlarının fiyatlarında indirime gidilmesinin, adil ve etik beklenti, ekonomik güvenliğin de bir gereği bulunduğunu altını çizdi.

Devlet Bahçeli, yüzde 13,58’lik aralık ayı tüketici enflasyonuyla 2021 senesinde kümülatif enflasyon oranının yüzde 36,08’e tırmandığına işaret ederek “Salgın periyodunun pek fazlaca negatif tesiri kadar döviz kurundaki artışlar da maalesef enflasyonu tetiklemiş, arzu etmediğimiz seviyelere ulaştırmıştır. Normal olarak enflasyonun üstesinden hep beraber geleceğiz. Hiçbir vatandaşımızı bu canavara ezdirmeyeceğiz. Yaşam pahalılığı kaderimiz değildir. Dar ve orta gelirli insanımızın elinden tutmak başlıca vazifemizdir.” diye konuştu.

“ENFLASYONA KARŞI MİLLİ İRADE TEYAKKUZDADIR”

Tespit edilen yüksek asgari ücretin yanı sıra, açıklanan işyar ve emekli maaş zamlarının hakikaten sevindirici, refah açısından mühim bir gelişme bulunduğunu dile getiren Bahçeli, “Enflasyona karşı ulusal irade teyakkuzdadır. Memurlarımıza toplamda yüzde 30,5 oranında zam yapılması, hiçbir emeklimizin 2 bin 500 liranın altında maaş almayacak olması sevinç vericidir, kriz tellallarını da ters köşeye yatırmıştır. İlerleyen aylarda faiz, enflasyon, döviz kuru inşallah makul ve istikrarlı seviyelere gerileyecektir.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Türkiye’nin, tarafı olduğu sıkıntılı mücadeleyi kazanacağını, siyasal enerjisini ekonomik bağımsızlıkla perçinleyeceğini dile getiren Bahçeli, “Kamu kurumlarının kapısında politika icra eden tükenmiş ve tüfeyli CHP Genel Başkanı ne derse desin, zilletin öteki paydaşları ne yaparsa yapsın, Türkiye büyüyecek, kalkınacak, zenginleşecek; yatırım, üretim, ihracat, istihdam, cari fazla seferberliğiyle Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü Tanrı’ın izniyle taçlanacaktır.” dedi.

“BU SÖKEN ŞAFAK ONUN VE YANDAŞLARININ KARANLIĞI OLACAKTIR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Şafak sökecek” söylediğini aktaran Bahçeli, “Elhak doğrudur sadece bu söken şafak onun ve yandaşlarının karanlığı olacaktır.” ifadesini kullandı.

CHP’Lİ ÖZEL’İN SÖZLERİNE SERT TEPKİ

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yapmış olduğu konuşmada, “ağzının dikişleri patlamış CHP’li bir grup başkanvekilinin”, Kuran kursları için “Orta Çağ zihniyeti” diyerek ucuz, uydu, köhne, din dışı bir bühtanda bulunduğunu söylemiş oldu. Bunu, Müslüman Türk milletine karşı söylediğini ifade eden Bahçeli, “bu iflah olmaz ümminin ya Orta Çağ’ı bilmediğini ya da Kur’an-ı Kerim’den habersiz bulunduğunu, klasik ve klişeleşmiş CHP üslubunun nüksettiğini” savundu. “İnanıp inanmamak her insanın kendi bileceği bir şeydir. Sadece dinimize söz söyletmeyiz, imanımıza söz ettirmeyiz, kitabımıza, Orta Çağ zihniyeti diyen kalpsizlerin, kemiksizlerin bühtanlarını da yanlarına bırakmayız.” diyen Bahçeli, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bu saygısız ve edepsiz sözden dolayı CHP Genel Başkanı’nın aziz milletimizden derhal özür, Tanrı’tan da af dilemesini bekliyoruz. Bunlara sorsak istismar çarkını çevirip, kurumuş bir çeşmede abdest aldıklarını, devamında dikkatsizlik paşa camisinde namaz kıldıklarını söyleyecek kadar cümle aleme rezil olurlar. Din bilmezler, diyanet tanımazlar. Namazda okunan Kunut dualarını ayet sanan, açık ki Cuma namazını da kazaya bırakan zihniyet, işte bu bozuk CHP zihniyetinin ta kendisidir. Tanrı bunlardan milletimizi de ülkemizi de korusun diyorum. Kuran-ı Kerim’e, haşa kara çalmaya girişim etmek köksüz ve yetersiz bir gevezenin en büyük günahlarından birisidir. Mesleği müfterilik olan bu sefilin yatacak ve sığınacak yeri de yoktur. Bu yüzden CHP zihniyeti yenik olmaya mahkumdur.”

“NEFESİMİZ ENSELERİNDE OLACAKTIR”

Bahçeli, 2022 senesinde göç ve göçmen probleminin, ülkelerin, internasyonal kuruluşların ortaklaşa iradesiyle çözüme kavuşturulması ertelenemez bir hedef olması icap ettiğini vurgulayarak Türkiye’ye sığınan Afgan ve Suriyeli sığınmacıların, kendi devletlerinde güvenli, rahat ve istikrarlı bir ortamın inşasından derhal sonrasında geri dönüşlerinin gönüllü şekilde ikmal ve idamesinin, ulusal bir fakirlik bulunduğunu belirtti.

Sadece Türkiye’ye sığınmış suçsuz, günahsız kişiler üstünden provokasyon ortamı yapım etmeye kalkışmanın, sorumsuzluk ve sağduyu noksanlığının yanında, manası ve maksadı itibarıyla Türkiye düşmanları tarafınca sipariş edilen örtülü bir operasyon çeşidi bulunduğunu söyleyen Bahçeli, “Bu operasyona alet olanların iç sulh ve rahatlık ortamından hastalık duyan görevli ajanlar olduklarına kuşku yoktur. Buradan herkesi uyarıyorum, partimizin simgelerini kullanıp çeteleşmeye, bu suretle sokak eylemlerine heves edenlerin enselerinde kesinlikle nefesimiz olacaktır, yaptıklarına da pişman edecek hukuk ve kolluk gücü devletimiz de bulunmaktadır.” diye konuştu.

YUNANİSTAN AÇIKLAMASI

Yunanistan’ın silahlanma yarışının, Türkiye’yi tehdit olarak değerlendirip Ege’de Lozan’ı ve internasyonal hukuku çiğnemesinin, Cenup Rum Kesimi ile eşgüdüm halinde Türkiye’nin deniz yetki alanlarına musallat olmasının, hazmedilemez ilkel tahakküm hamleleri bulunduğunu vurgulayan Bahçeli, “Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarma mevzusunda devamlı fırsatçılık yapması, haydut devlet olma yolunda hızla ilerlediğini göstermektedir.” dedi.

“PKK’ya, FETÖ’ye kucak açan, bunlara kamp kuran bu kiralık uşak devlet, sabrımızı daha çok kontrol etmekten acilen vazgeçmelidir.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Ege Denizi’ne fitne serpiştirenlerin sonu hüsran, zalim emellerin sonucu hezimettir. Yunanistan, Fransa’dan almış olduğu cenk uçaklarına, cenk gemilerine fazla güvenmemelidir. Türk’ün çelikten iradesi havada, karada yada denizde, kim nerede istiyorsa, muhasım odakları yakıp yıkmaya, ekin şeklinde biçmeye yetecektir. Asla kimse bizlere güç gösterisi yapmasın, korkakça tehdit savurmasın. Ege ya sulh ve rahatlık denizi olacaktır ya da Türk milleti yeni bir zafere kanıyla da olsa, canıyla da olsa imza atmasını bilecektir.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Suriye’nin, egemen güçlerin, devlet dışı aktörlerin, terör gruplarının, danışma örgütlerinin bir nevi hesaplaşma, restleşme, yeri ulaştığında de mutabakat alanına dönüştüğüne işaret eden Bahçeli, Suriye’de iç rahatlık ve sükunet hakim olmadan Türkiye’nin güvenli olamayacağını söylemiş oldu.

Bahçeli, “Cenup sınırlarımız süresince planı meydana getirilen terör devleti şehitlerimizin kanıyla, gazilerimizin cesaretiyle bozulmuştur. Suriye kangrene dönüşmüştür ve içinden çıkılmaz haldedir. Türkiye gerek Suriye’den gerekse de Irak’ın kuzeyinden meydana gelen terörist eylemleri engelleme, saldırıları önleme hususunda çok önemli bir savaşım azmi sergilemiştir.” diye konuştu.

“HDP, DEMOKRASİNİN YÜZ KARASIDIR”

Türkiye’nin, terörü bitirmeye, bölücülüğün beslendiği damarları kesmeye kesin bulunduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

“Bu yüzden PKK’nın HDP sureti kesinlikle kapatılmalıdır. HDP, demokrasinin yüz karasıdır. HDP, Türkiye’ye çevrilmiş kanlı silahtır. HDP’yle ittifak kuran, HDP’nin yörüngesine giren, HDP’yle gelecek düşleyen hangi parti, hangi oluşum var ise kabahat ortağıdır, bölücülük çukurundadır. Gabar’daki, Cudi’deki, Tendürek’deki, Bestler’deki, sınır ötesinin her noktasındaki muhkem kazanımlarımızı, görkemli başarılarımızı TBMM’de kaybetmeye hakkımız olmadığı şeklinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde pazarlık mevzusu halletmeye da asla kimse kalkışmamalı, bunu aklından dahi geçirmemelidir. Terör örgütüne yardım ve yataklık icra eden, terörün emellerine hizmet eden, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne hançer sallayan sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak, alayının birden mahkemenin önüne çıkarılması adaletin ve ulusal iradenin onur bahsidir. Eğer ödün verirsek yarın teslim olmamızı dayatırlar, bununla yetinmezler başımızı isterler, yetmedi mezarlarımızı bile talan ederler. Kahraman güvenlik güçlerimizin savaşım onurunu siyasal rant uğruna, ikbal hesapları lehine hiçe sayanlar direkt doğruya ayağımızın altındadır, hukukun da ilgi alanındadır.”

Bahçeli, Kovid-19 salgını karşısında rehavete kapılmanın, hiçbir şey yokmuş şeklinde hareket etmenin, kuralları yok saymanın fazlaca riskli, fazlaca mahsurlu bulunduğunu belirterek sözlerini, “Sıhhat Bakanı’mız, Bakanlık personelimiz, doktorlarımız, hemşirelerimiz, ebelerimiz, hasta bakıcılarımız fedakarca ve özveriyle iş yapmaktadır. Tanrı hepsinden razı olsun diyorum. Bilhassa maaşlarındaki iyileştirmeyi de hızlıca gerçekleştirmemiz şarttır.” diye tamamladı.

Kaynak: AA

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Kahreden vaka! Annenin çığlıklarına koştular: Baba ve iki evladı ölü bulunmuş oldu

6 senedir haber alınamayan minik Yasin’le ilgili korkulu iddia! “Anası öldürdü”

Davulla zurnayla yollayacağız