James Webb Uzay Teleskopu uzaya fırlatıldığı günden beri Hubble Teleskopu unutulup bir kenara atılmış benzer biçimde hissettirse de hala sağlam bulunduğunu ve çekmiş olduğu fotoğraflarla bizleri şaşırttığını görmek sevindirici bir haber oldu.

Hubble teleskopu, bir kez daha kendini kanıtladı

NASA, Hubble Uzay Teleskopu ile bu ay çekilen yeni bir görseli kamuoyuyla paylaştı. Hubble’ın bu fotoğrafı çekebilmek için iki değişik teknolojiyi kullandığı bildirildi. Paylaşılan görsele yakından baktığımızda, 48 milyon ışık yılı uzaklıkta, Fornax takımyıldızında yer edinen NCG 1097 gökadası ile, NCG 1097A adlı gökadasının iç içe geçtiğini görüyoruz.

2000’li yılların başından beri NASA bu galaksiyi yakından takip ediyor. Zira içinde oldukça yaşlı yıldızların bulunmuş olduğu bu alan bildiğimiz kadarıyla minimum 3 süpernovaya tanıklık etmemize olanak sağlamış oldu. Bunlar da seneler içinde SN 1992bd, SN 1999eu ve SN 2003B olarak adlandırıldı.

NGC 1097’nin bu görüntüsünün Hubble’ın Geniş Alan Kamerası 3 (WFC3) ve Araştırmalar için Gelişmiş Kamerasının (ACS) kullanılarak elde edilmiş olduğu bilgisi paylaşıldı. Şu demek oluyor ki aslen tek bir fotoğrafa değil, birden fazla kamera ile çekilen görsellerin birleşimine bakıyoruz.

Mevzuyla ilgili izahat meydana getiren bilim adamları ise şunları söylemiş oldu:

İki değişik kameranın tek bir görüntü çekebileceği fikri pek sezgisel değil. Sadece, bunun benzer biçimde ne kadar güzel astronomik görüntülerin oluşturulduğuna baktıktan sonrasında oldukça daha mantıklı geliyor. Gözlerimiz, her biri bu aralığın bir tek bir dilimine duyarlı olan üç tip reseptör kullanarak, ortalama 380 ile 750 nanometre arasındaki optik dalga boylarındaki ışık dalgalarını algılayabilir. Beynimiz bu belirli dalga boylarını renkler olarak yorumlar. Buna karşılık, WFC3 yada ACS benzer biçimde bir teleskop kamerası, toplanan ışık miktarını en üst düzeye çıkarmak için tek, geniş bir dalga boyu aralığına duyarlıdır. Teleskoplardan alınan ham görüntüler daima gri tonlarındadır ve yalnızca tüm bu dalga boylarında yakalanan ışığın miktarını gösterir.

NASA buna benzer görüntü birleştirme teknolojilerini daha öncede kullanmıştı. Mesela yukarıda gördüğümüz fotoğraf, aslen birden fazla kamera ile birden fazla spektrumda çekilen görsellerin insan gözüne hoş gelen bir formatta sergilenmesiyle ortaya çıktı. Bu sebeple aynı bulutları birden fazla yerde görmek mümkün. Düz dünyacıların iddialarının aksine bu durum kasıtlı bir işlemin sonucunda ortaya çıkıyor.

Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da yada yorumlarda bizlerle paylaşmayı ihmal etmeyin!