İtalyanın kuzeyinde yer edinen ufak kent Seborga’nın tek düşsel bağımsız bir ülke olmak. Egemenliği hemen hemen kabul edilmese de Seborga’nın kendine ilişkin bayrağı, ulusal marşı ve seçilmiş prensesi var.
Seborga, İtalyan Rivierası’nda yer edinen, ufak bir kent olarak biliniyor. Şehrin en büyük düşsel ise bağımsız bir ülke olarak yaşamlarını sürdümek. Ek olarak Seborga’nın kendine ilişkin bayrağı, ulusal marşı, pasaportu, damgası, para birimi ve doğal bir yöneticisi var.
1960’lardan bugüne gelen bağımsızlık isteğiyle, Seborga, egemenliğinin tanınmasını bekliyor.
İtalya’nın kuzeyinde, Fransa’ya yakın, 300’ün üstünde nüfusu olan Seborga, ortalama 14 kilometrekarelik alanı kaplıyor. Şu demek oluyor ki Seborga, İstanbul’un ortalama yüzde 2.5 büyüklüğünde bir kent olarak hesaplanabilir.
Şehre giden yol, resmi olmayan bir sınır kapısına haiz ve Seborga’nın bayrağının renklerine boyanmış bir nöbetçi kulübesi yer ediniyor. Bu kapıda ara sıra sınır muhafızları da görülüyor.
Güzel bir konuma haiz olan Seborga, kim bilir dünyanın en meşhur mikro eyaleti olan ve Seborga’nın devam eden bağımsızlık arayışı için bir esin kaynağı halindeki Monaco Prensliği de dahil olmak suretiyle Riviera’nın çarpıcı manzarasına bakıyor.
Seborga Prensesi Nina, seçilerek prenses oldu. Seborga’da monarşi soydan gelmiyor, seçimler her yedi yılda bir yapılıyor ve Prenses Nina bu konuma gelen ilk hanım olarak konumunu koruyor.
Almanya doğumlu olan Nina Döbler Menegatto, Monaco’da yaşıyordu ve 15 yıl ilkin eski eşiyle beraber Seborga’yı keşfetti. Önceki prens, Marcello, Prenses Nina ile boşanmasının peşinden 2019’da hükümdarlıktan çekildi.
Bağımsızlık çabası 1960’larda Giorgio Carbone adlı çiftçinin şehrin evveliyatına bakması ve bazı şeylerin yanlış yazıldığını görmesiyle başladı.
Seborga, 954 senesinde Benediktin keşişlerinin manastırına bağışlandı. Keşişler tarafınca 1729’da Sardunya Krallığı’na satıldıktan sonrasında İtalya Krallığı’nın bir parçası haline geldi. Sadece Carbone’ye gore satışın zamanı kaydı yoktu, dolayısıyla Saborga hiçbir süre meşru olarak İtalya’nın parçası değildi.
1946’da İtalya Cumhuriyeti’nin kurum yasalarında da Seborga Prensliği adı geçmedi. Bu yüzden Seborga Prensliği’nin hukuken bağımsız bir mikro millet olduğu iddia ediliyor. Bu bilginin ortaya çıkmasıyla Seborga’da bağımsızlık isteği belirdi ve bu mevzuda emek harcamalar yapılmış oldu.
İtalyan Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Seborga’nın teklifini reddetti, sadece prenses emin bir halde, “Bu kolay olmayacak. Bugün ya da yarın olmayacak fakat hiçbir şey olanaksız değildir. Brexit’e bakın.” dedi.
Kaynak: webhane.com