Almatı’dan sabah saatlerinde 3’ü bebek toplam167 yolcusuyla hareket eden Türk Hava Yolları’nın TK-6093 sefer sayılı tahliye uçağı 16.20 sıralarında İstanbul Havalimanı’nda indi.

THY ve bazı hususi hava kargo şirketi personeliyle, çeşitli amaçlarla ülkede bulunan Türkler’in yer almış olduğu 167 yolcu, terminale alındı.

Vakalar sebebiyle endişeli günler geçiren Türk vatandaşları, tanık oldukları çatışmalardan Türkiye’ye dönüş uçuşuna kadar yaşadıkları korku dolu anları DHA’ya söyledi.

“ÇATIŞMALARIN BAŞLAMASIYLA ŞEHİR DIŞINA KAÇTIK”

Tecim için yılbaşından bigün ilkin Kazakistan’a giden İsa Özyaman, olayların sıçradığı Almatı’da tabanca sesleri ve patlama sesleri üstüne güvenlik sebebiyle kent dışına kaçtığını söylemiş oldu.

Özyaman, “Normalde dönüş günüm 8’i (ocak) olacaktı. Vakalar yılbaşından bigün sonrasında başladı. 2’sinden sonrasında artık sığınak mı diyeyim bilemiyorum kent dışına kaçtık. 8 gün süresince orada kaldık. Olayların başladığı gece çatışma seslerini duyduk. Yanan bölgeleri, alevleri görebildik. Kent merkezine sadece bugün inebildik. Birazcık toparlanmış gibiydi. Sadece avmleri talan edilmiş. Asla iç açıcı değil. Kaygı oldu. Yabancılarla ilgili büyük sorun vardı. ‘Bu olayların içinde olanları yüzde 60’ı yabancı’ diyorlar ve ikimiz de ister istemez sokağa çıkarken zor kısaca. Sonuçta yabancı ülkedesin” diye konuştu.

Kazakistan’daki Türkler yaşadıkları korku dolu anları söyledi VİDEO

“ALMATI HAVALİMANI RUS ASKERLERİNİN KONTROLÜNDE”

Almatı Havalimanı’nın Rus askerlerin kontrolüne geçtiğini aktaran Özyaman, “Havalimanı hemen hemen hazır değil. Düzgüsel bir işletme yok. Orada Türkiye’ye gelmeyi bekleyenler var. Ben oldukça şükür memleketimdeyim, sevenlerimin yanındayım.” şeklinde konuştu.

“OLAYLAR BİR ANDA BÜYÜDÜ”

Almatı Üniversitesi’nde tıp okuyan Pembe Öztürk, göstericilerin kaldıkları talebe yurdunu bastıklarını ve kendilerine korku yaşattıklarını belirtti. Tabanca seslerinin içinde hiçbir can güvenliği olmadan ortada kaldıklarını belirten Öztürk, şunları aktardı:

“Göstericiler kaldığımız yurdu bastı. Bir el ateş ettiler. O esnada hiçir can güvenliğimiz yoktu. Şu demek oluyor ki o sırada neredeyse kalp krizi geçiriyordum. Ne yapacağımızı şaşırdık. Talebe olarak kimsemiz yok. Her yerde bombalar patlıyor. Yalnız bomba seslerini duyarak oturuyorduk. Bu vakalar oldukça fena ruhsal tesir bırakacak bizlerde. Vakalar ilk başta Almatı’dan ilkin başka şehirlerde başladı sadece Almatı’da da aniden büyüdü. Ailelerimize ulaşamadık sadece Türk konsolosluğumuza oldukça teşekkür ederiz. Bizimle oldukça ilgilendiler. Erzak yardımında bulundular. Ailelerimize ulaşmamızda destek oldular. Devletimiz de tayyare gönderilmiş olduğu için oldukça teşekkür ediyoruz.”

“CAN GÜVENLİĞİMİZ YOKTU”

Almatı’da Al-Farabi Üniversitesi’nde hukuk okuyan bir Türk talebe ise, “Bulunduğumuz alanda göstericiler kaldığımız yurdu bastılar. Talebe olarak bayağı mağduriyet yaşadık. Hiçbir can güvenliğimiz yoktu. İnternet ve yazışma de yoktu. Başta bizi koruyacak kimse yoktu. Sonrasında Rus askerleri filan geldi” dedi.

Gezinsel seyahat için Almatı’ya giden Hanefi Yıldız da vahim vakalara şahitlik ettiklerini belirterek, “Biz vakaları pek göremedik. Sadece polisin çekilmesiyle göstericilerin bankaları, marketleri, her yeri talan ettiğini duyuyorduk” ifadelerini kullandı.