Sıhhat Yazarı Dr. Gülsüm Kartal, güzellikten ve gençlikten görevli olarak malum kollajenin yaş ilerledikçe azaldığını belirterek takviye şekilleri hakkında informasyon verdi.
Gençlik ve güzellik denildiği süre akla gelen ilk protein kollajen (yada kolajen), öteki taraftan da vücudun harcı olarak bilinmektedir.
Vücudumuzdaki tüm organları birbirine bağlayan, bununla birlikte gençliği ve güzelliği elde eden kollajen, 20 yaşından sonrasında vücutta azalmaya adım atar.
Sıhhat Yazarı Dr. Gülsüm Kartal, yaş ilerledikçe önemi daha oldukça artan kollajen hakkında verdiği bilgilerde, kollajen eksikliğine yol açan etkilere değindi.
Dr. Kartal, yaşa bağlı azalmanın yanı sıra menopozun da etkili bulunduğunu vurgulayarak bu dönem kollajen azalmasının daha da hızlandığını belirtti.
Cildin esnekliğini kaybettiğini belirten Dr. Kartal, kollajen eksikliğine yol açan çevresel faktörlere de değindi.
Sigara ve alkol kollajeni azaltıyor
Kirli hava, sigara ve alkol kullanımı ile yağlı beslenme benzer biçimde etkenlerin, kollajen yakımını artırdığını belirten Dr. Kartal, ek olarak uykuya dikkat etmek icap ettiğinin altına çizdi.
Kollajen takviyesi lüzumlu mi, güzellik uykusu gerçek mi ViDEO
https://www.youtube.com/watch?v=-R15FJFnRGg
Dr. Kartal, kollajen üretimi için kemik suyunun oldukça yararlı bulunduğunu belirtti. Sadece bu yolla alınan kollajenin direkt cilt ve kemiğe gitmediğini belirten Dr. Kartal, vucüdun neresinde kollajen problemi var ise oraya gittiğini söylemiş oldu.
Kırmızı ve taneli meyvelerin de kollajen üretimi için oldukça yararlı bulunduğunu belirten Dr. Kartal, hindi, balık, tavuk etinin de kollajen yapımında etkili bulunduğunu altını çizdi.
Cilt için kullanılan kollajen kremlerinin cilde yeterinde nüfuz etmediği yönünde çekinceler bulunduğunu belirten Dr. Kartal, gençlik için kollajen takviyelerine gerekseme bulunduğunu söylemiş oldu. Takviyelerin mühim bir yan tesiri yok Dr. Kartal, “Meydana getirilen emek harcamalar kollajen takviyelerinin mühim bir yan tesirinin olmadığını göstermiştir. Yalnızca sindirim sistemi bozuklukları ve ağızda ağır tat bırakma şeklinde görülebilirler.” dedi.
Kaynak: webhane.com