Meksika’nın günümüzde en kuvvetli karteli olarak kabul edilen Jalisco Yeni Nesil Karteli (CJNG) lideri El Mencho’nun eşi Rosalinda Gonzalez Valencia’nın geçtiğimiz haftalarda kara para aklama suçuyla tutuklanmasının peşinden gözler “gölgede kalan” kabahat patroniçelerine doğrusu namı öteki “Las Patronas”a (İspanyolca “hanım patronlar”) döndü.
Uyuşturucu karteli El Mencho’nun eşinin imparatorluğun anahtarını elinde tutan bir “finansal deha” olduğu ve 100 milyar dolarlık bir serveti yönettiği ortaya çıkınca, bugüne dek göz ardı edilen “Las Patronas”ın hikâyeleri de birden merak uyandırdı.
ABD Uyuşturucu ile Savaşım Dairesi (DEA) tarafınca meydana getirilen açıklamada, CJNG’nin finansal sorumlusu olarak gösterilen Valencia’nın 70 şirket vasıtasıyla bir tek 2015-2016 yılları aralığında 50 milyar dolarlık kara para aklama operasyonu yürüttüğü ileri sürüldü.
MESELE SUÇ OLUNCA CİNSİYETİN ÖNEMİ KALMIYOR
Uyuşturucu ve tabanca kaçakçılığının merkezi haline gelen Cenup ABD vatanlarında karteller içinde yaşanmış olan çatışmalar her yıl yüzlerce sivilin hayatına mâl oluyor. Fakat sorun kabahat olunca cinsiyet rollerinin önemi aniden ortadan kalkıyor.
BBC, geçtiğimiz yıllarda El Salvador, Guatemala ve Honduras’a kadar kolları uzanan kartellerin hanım üyeleri ile konuşmuş, bu röportajda kadınlardan biri kabahat dünyasında “cinsiyet kalıplarını” en acımasız şekilde iyi mi yıktıklarını şu sözlerle açıklamıştı:
“Hepimiz bizim daha zayıf olduğumuzu düşünüyor ya da onlar kadar dayanıklı olmadığımızı. Fakat bu doğru değil. Ek olarak itaatkâr da değiliz. Çetenin beyni biziz. Plânı biz yapıyor ve uyguluyoruz. Bizi zayıf sanıyorlar fakat cinayette erkekler kadar iyiyiz.”
LAS PATRONAS’IN GİZEMİ BİR BİR ORTAYA ÇIKTI
Latin Amerikalı kabahat kartelleri denildiğinde, kanlı savaşın ikonlaşan figürleri Pablo Escobar yada Joaquin “El Chapo” Guzman ilk akla gelen adlar oluyor. Ne var ki bu dünyanın içinde görmeye alışık bulunmadığınız ve hatta varlığından bile haberdar bulunmadığınız hanım patronlar en yırtıcı cinayetleri, uyuşturucu ticaretini, kara para aklama operasyonlarını ve kaçakçılık ağlarını bilfiil yönetiyor.
Mesela, Sebastiana Cotton Vasquez ve Marllory Chacon Rossell adlarını kim bilir asla duymamışsınızdır. Bu adlar uyuşturucu kartellerini yöneten kadınlardan bir tek birkaçı. Tesir alanları ve hikâyeleri bugüne dek büyük seviyede bilinmiyordu.
Vice News World’ün Latin ABD masası şefi Deborah Bonello yayımladığı yazı dizisiyle, Las Patronas’ın gizemini ortaya çıkardı. Bonello, “patroniçelerin” bilinmeyen yanlarına odaklanırken, ortalama 15 senedir devam etmekte olan uyuşturucu ticaretinin boyutlarını da gözler önüne serdi.
PİRAMİDİN ZİRVESİNDEYDİ, ŞİMDİ İSE EL CHAPO’NUN İPİNİ ÇEKTİ
Şüphesiz Latin ABD’daki bayanların kabahat kartelleri içinde yer aldıkları biliniyordu. Sadece kartel liderinin başına bir şey gelmesi durumunda bayanların aile bağları üstünden bir tür “emanetçilik” görevi üstlenerek, organizasyonları yönettiği düşünülüyordu. Kısacası, sistemin “emsalsiz olarak” erkekler üstüne kurulduğu genel bir kabuldü.
Fakat, dünyanın en meşhur uyuşturucu baronu olan Sinaloa Karteli lideri Joaquin “El Chapo” Guzman’ın ABD’de gerçekleşen davasında üst düzey yöneticiler arasındaki tek hanım olan Guadalupe Fernández Valencia’nın (60) bulunması bu genel kabulü yerle bir etti.
Valencia’nın ABD’nin Chicago kentinde görülen kendi davasında, üstlendiği cinayetler ve ticari faaliyetler de ortaya çıkınca tablo netleşmiş oldu. Valencia da minimum “El Chapo” kadar söz sahibi ve tehlikeliydi.
Eski Sinaloa Karteli üyesi olan Valencia, 2009 ve 2010 yılları aralığında ABD’ye 3 bin 500 kilo esrar soktuğu ve Los Angeles’daki kokain trafiğine kaynak sağlamış olduğu sebebi öne sürülerek egemen karşısındaydı. 25 Ağustos’ta görülen duruşmada, kara para aklamak için komplo oluşturmak suçlamasıyla en yüksek cezayla yargılanan Valencia, federal savcıların “ortaklık” teklifini kabul etti.
Kabahat piramidinde oldukça üst sıralarda bulunan Valencia, ABD Hakkaniyet Bakanlığı ile yapmış olduğu ortaklık sonucu “El Chapo” Guzman ve oğlu Alfredo hakkında oldukça mühim detayları tek tek paylaştıktan sonrasında 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu durum hanım patronların kartellerin kara kutusu bulunduğunu ortaya çıkarmış oldu.
BEKAR BİR ANNE NASIL OLDU DA, UYUŞTURUCU LORDLARININ PATRONU OLDU?
30 yıl süresince ABD Uyuşturucu ile Savaşım Dairesi’nin (DEA) Cenup ABD ofisinde gizmen olarak vazife alan Steve Fraga, “Iyi mi dünyada büyük şirketlerin hanım CEO’ları yada yönetim kurulu başkanları var ise, bu işlerde de en üst düzeyde vazife meydana getiren bayanlar var” diyor.
Bu adlardan bir diğeri ise Sebastiana Cotton Vasquez, en alt seviyeden yükselmiş bir çete lideri.
Bir kartel hanedanlığı içinde doğmayan Vasquez, Guetamala’nın Meksika sınırındaki Malacaton nahiyesine yakın bir köyde dünyaya geldi. Fakat doğduğu köyün kaçakçılık rotasında bulunuyor oluşu ve adamların dünyasında büyümüş olması, onu süratli olgunlaştırdı. Erken yaşta evlendirilmiş olduğu kocasından kaçarak çocuklarıyla beraber hayata tutunan Vasquez, 1990’larda uyuşturucu ve kahve kaçakçılığı halletmeye başladı
Mahalli bir kartel reisiyle evlenen Vasquez’in yaşamı bu andan sonrasında baştan aşağı değişti. İkinci eşi rakip kartel tarafınca öldürüldüğünde 45 yaşlarında olan Vasquez, eşinin mirasını ve organizasyonunun tüm sorumluğunu üstlenmekten geri durmadı. Onunla beraber, kartel daha saldırgan ve acımasız hale geldi.
Öteki mahalli kartelleri yok ederek “ölümcül” bir ün kazanan Vasquez, bilhassa hanım liderlerin başını çekmiş olduğu karteller ile ittifak oluşturmayı tercih etti. Onlarla yakın ilişkiler inşa etti, ortak operasyonlar düzenledi. Kolombiya’nın güneyinden, Meksika’nın kuzeyine uzanan bir alanda öteki karteller ile ortaklıklar kurdu. O şekilde ki, egemenlik alanı ve kabiliyetleri sebebiyle bir noktadan sonrasında, El Chapo bile onunla iş yapmak mecburiyetinde bırakıldı.
Sebastiana Cottón Vasquez; Fotoğaf: Prensa Libre
‘PEK ÇOK ŞEYİ YAPABİLECEK, TEHLİKELİ BİRİ’
Uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra, 2000 senesinde tanıştığı Lorenzana Karteli ile beraber yürüttükleri insan kaçakçılığı operasyonlarında da Vasquez mühim bir yer tuttu. Bayanlar için bir tür “suçlu rol modeli” haline gelen Vasquez, 2013 senesinde o dönem 30 yaşlarında olan Marllory Choron Rossell ile Kolombiya’daki Medellin Karteli ve Guatemala’daki alıcılar içinde milyarlarca dolarlık bir sevkiyat anlaşması yapmış oldu.
Vasquez, 2014 senesinde Meksika’nın Chiapas kentinde kendisi benzer biçimde kartel lideri olan Rossell ve Kolombiya’dan Yaneth Vargara Hernandez ile yaptıkları toplantı esnasında DEA’nın düzenlemiş olduğu bir operasyonla yakalandı. Hayatına ilişkin hiçbir bilginin kamuoyu tarafınca bilinmediği Vasquez, 2015 senesinde ABD’nin Miami kentinde çıkarıldığı mahkemede, suça iyi mi bulaştığını ve bu tarz şeyleri niçin yaptığını anlatmasıyla, “Las Patronas”ın suçla kurduğu birlikteliğin iyi mi başladığının anlaşılmasına olanak sağlamış oldu.
Davanın savcısı Monique Botero, “Guatemala ve Meksika’da korkulan bir karı olarak tanınıyor. Pek oldukça şeyi yapabilecek, tehlikeli biri” ifadesini kullanarak Vasquez’in yarattığı etkinin altını çizmişti.
‘KADIN SUÇ LİDERLERİ ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALAR SINIRLI’
Kabahat dünyasının görülmeyen yada göz ardı edilen “iş bitirici” hanım figürlerin potansiyelleri üstüne tam bir bilinmezlik söz mevzusu. İngiltere’de bulunan Bath Üniversitesi’nde İtalyan mafyasındaki bayanların konumu üstüne uzun seneler araştırmalar meydana getiren Dr. Felia Allum, kabahat örgütlerine dahil olan bayanlar üstüne meydana getirilen araştırmaların oldukça sınırı olan bulunduğunu dile getiriyor.
Hamburg Üniversitesi Tarih ve Politika Bilimi kısmı öğretim üyesi Dr. Otto Argueta Ramirez ise Orta ABD’nın sokak çetelerinin yarattığı kabahat olgusunu incelediğini, kartellerin içinde bulunan hanımefendilere ilişkin araştırma eksikliği bulunduğunu ve bunun da yanlış çıkarımlara kapı araladığını belirtiyor.
LAS PATRONAS’IN ARASINDAKİ SUÇ DEHASI
Dr. Ramirez’i doğrulayan bir öteki örnek, 30 yaşlarında zekâsı ve kabiliyetleriyle kaçakçılık alanında Guatemala’da kendi kaçakçılık rotasını kuran Marllory Chacon Rossell.
Orta ABD’nın görmüş olduğu en parlak zeka ve üretken uyuşturucu kaçakçılarından olan Rossell, kentli bir orta derslik ailede dünyaya geldi. Chiquimula kentinde lise eğitimini alan ve hemen sonra üniversiteye giderek psikoloji okuyan genç hanım, okulu yarıda bırakarak ticarete atıldı. Ticarete karşı doğuştan gelen bir kabiliyeti vardı ve rakamlarla arası oldukça iyiydi. Bu yüzden uyuşturucu ticaretine girmeden ilkin, 1990’ların sonunda bölgede bulunan kartellerin “kara paralarını” aklayarak hiç kimseye belli etmeden yükselişini sürdürdü. 1999’da Honduraslı bir uyuşturucu kaçakçısı olan Jorge Andrés Fernández Carbajal ile bir ilişkiye başladı. Artık kaçakçılık dünyasının içindeydi.
DEA ajanı Steva Fraga, Rossell’i tanım ederken şu ifadelere yer veriyor:
“Rossell’in oldukça üst seviyede bir girişimcilik kabiliyeti vardı. Fazlaca parlak zeka ve parlak bir gençti. Bence bazı fırsatları öncesinden görebilen, bunlardan çıkarları doğrultusunda yararlanabilen bir iş insanı gibiydi.”
ABD Gömü Bakanlığı’nın raporuna bakılırsa ise “Orta ABD’daki en yaratıcı ve üretken narkotik kaçakçısı. Bununla beraber, Guatemala’daki en etken kara para aklayıcısı” olarak tanımlanan Rossell, Vasquez’in tam tersiydi. Sertlik eylemlerine girmeyi tercih etmeden ittifaklarını ticaretle kuruyordu.
2011-2019 yılında yapılmış olan ve şu sıralar popüler bir takım platformunda gösterimde olan “La Reina del Sur” (Cenup Kraliçesi) kurgu bir karakteri yansıtıyor benzer biçimde görünse de aslen Rossell’in yaşam hikâyesinden etkilenerek yaratılmış bir takım.
KARTELLER İÇİNDE PRESTİJLİ BİR KONUMA YÜKSELDİ
30 yaşlarının başlarında olan uzun açık kahverengi saçlı ve açık tende bu hanım 8 milyon dolarlık operasyonlar yöneterek işe başlamış, sorunları yaratıcılığı ile aşmaya alışmıştı. O şekilde bir noktaya geldi ki, Guatemala’da haiz olduğu korumayı bizzat devlet sağlıyordu. Ulusal polis tarafınca korunuyor, koruma ekibinin içinde İçişleri Bakanlığı’ndan üç yada dört eskort vasıta bulunuyordu.
2012-2015 yılları aralığında Guatemala’nın İçişleri Bakanı Mauricio Lopez Bonilla ile iş ilişkilerini ilerletmişti. DEA’nın raporuna bakılırsa, Rossell, kabahat dünyasındaki prestijli konumunu koruyabilmek için İçişleri Bakanı ile kendisinden yana olan kartellerin güvenliğini güvence altına alması yönünde görüşmeler yapmış oldu. Bu ilişki yardımıyla Rossell, DEA benzer biçimde internasyonal birimlerin müdahalelerinden de korunmuş oluyordu.
Rossell, Yaneth Vargara Hernandez ve Sebastiana Cotton Vasquez ile yaptıkları görüşmede DEA ajanları tarafınca yakalandığında, meseleye ABD hükümeti ile antak kalma yapmaktan çekinmeyecek kadar pragmatist yaklaşıyordu. Bu anlaşmanın peşinden ABD’deki federal mahkeme Mayıs 2015’te Rossell’i 12 yıl hapis cezasına çarptırdı.
200 MİLYON DOLAR KARA PARA AKLADI
Mart 2016’da Lorenzana Karteli’ne karşı başlatılan davada, on yıl ilkin “üçten fazla Kolombiyalı kartel” için “200 milyon dolardan fazla” para akladığını kabul eden ve Lorenzanas ile “40 milyon dolardan fazla para kazandığını itiraf eden Rossell, Lorenzana Karteli’nin çökertilmesine yardım etti. 1 milyon dolarlık kefalet cezasını ödeyen Rossell ve Vasquez, 2019 senesinde hapisten çıktı. Hernandez ise yapılan anlaşma neticesinde 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı ve 5 senenin peşinden denetimli serbestlikle salıverildi.
Rossell, hapisten çıktıktan sonrasında eve dönmezken, Vasquez büyük bir kararlılıkla tekrardan evinin yolunu tuttu.
Vice’ta Deborah Bonello imzasıyla piyasaya sürülen “Las Patronas: The Secret History of Latin America’s Female Cartel Bosses” başlıklı yazı dizisinde geçen haberlerden Özgürlük’ten Gürer Mut tarafınca derlenmiştir.
Kaynak: webhane.com