Türkiye Değişim Partisi Genel Lideri Mustafa Sarıgül, AKP iktidarını eleştirerek, “Ülkenin imkanlarını, kaynaklarını ziyan ettiniz. Türkiye’yi çok makus yönetim ettiniz. İktidardan gitmekten neden bu kadar korkuyorsunuz? Demokrasilerde, ebedi iktidar, yalnızca, milletindir. Mecbur muyuz sizi sırtımızda taşımaya, mecbur muyuz sizi başımızda tutmaya? Siz yapamadınız gideceksiniz. Biz geleceğiz ve yapacağız.” dedi.

Türkiye Değişim Partisi Genel Lideri Mustafa Sarıgül, bugün yapılacak olan olağan MYK  toplantısı öncesi Ankara’da  basın toplantısı düzenledi.

“TÜRK-İŞ İDARESİNİN YAPTIĞI SENDİKACILIK DEĞİL ORTA YOLCULUKTUR”

Konuşmasına  asgari fiyat görüşmeleriyle başlayan Sarıgül,

“Asgari fiyatın bugün muhakkak olacağı söyleniyor. Fakat herkes biliyor ki; minimum fiyatı, bu görüşmeler değil, Sayın Cumhurbaşkanı belirlemektedir. Bu kararın evvelden alındığı, yapılan görüşmelerin kamuoyunu  ve personelleri bu karara hazırlama misyonunu üstlendiği anlaşılıyor. Sızdırılan sayılar ve yapılan beyanların hedefi budur.

Türk-İş idaresinin yaptığı sendikacılık değil orta seyahattir. Siyasi partilerin, ‘diğer parti ne öneriyorsa ben 500 lira fazlasını öneriyorum’ diyerek sayı yarışına girmeleri yanlıştır. Minimum fiyat konusunu siyasete materyal yapmak minimum fiyatın olağanlaşmasına neden oluyor. Siyasi partilere düşen vazife, sayı yarışına girmek değil sendikal hak ve özgürlükleri genişletmektir.” dedi.

“DEMOKRASİYE KARŞIT BU TUTUMLARI KINIYORUZ”

Meclis’teki bütçe kurulunda yaşanan tartışma ve hengameleri da eleştiren Sarıgül, “Bakanların  milletvekillerine karşı sergiledikleri tutumlar, kibirli tavırlar da son derece rahatsız ediciydi. Demokrasiye karşıt bu halleri kınıyoruz. Bu tutumlar, biz tek adama hesap veririz anlayışının eseridir. Türkiye Değişim Partisi olarak dışarıdan bakan atanmasına karşı çıkmamızın ne kadar yanlışsız olduğu görülmüş oldu.” biçiminde konuştu.

“İKTİDARDAN GİTMEKTEN NEDEN BU KADAR KORKUYORSUNUZ?”

Ülkedeki kurumlara itimadın kalmadığının altını çizen Sarıgül şöyle konuştu:

“Merkez Bankası kura müdahale ediyor, fakat etkisiz kalıyor. Türkiye İstatistik Enstitüsü sayılar açıklıyor, lakin kimse inanmıyor. Ülkeyi yönetenler de, bu kurumlara itimadı artırmaya çalışmak yerine güvenmeyenleri suçluyorlar. Sütte leke var bunlarda leke yok, herkes yanlışlı, herkes yanlış, tek doğruyu bu beyefendiler biliyor.

Siz bu milletin, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ne olan inancını bile sarstınız. Bu millet size nasıl güvensin? Bir aynaya bakın, durup düşünün, nerede yanlış yapıyoruz deyin. Size verilen imkan ve dayanak hiçbir partiye verilmedi. Elinize geçen fırsatları heba ettiniz. Ülkenin imkanlarını, kaynaklarını ziyan ettiniz.

Türkiye’yi çok makûs yönetim ettiniz. İktidardan gitmekten neden bu kadar korkuyorsunuz? Demokrasilerde, ebedi iktidar, yalnızca, milletindir. Mahkeme kadıya mülk değildir. Mecbur muyuz sizi sırtımızda taşımaya, mecbur muyuz sizi başımızda tutmaya? Siz yapamadınız gideceksiniz. Biz geleceğiz ve yapacağız.”

“MÜSLÜMANLIK AK PARTİ’YLE BAŞLAMADI”

“Siyasetçinin muhatabı siyasetçi olmalıdır” diyen Sarıgül, AKP’nin dini kullandığını belirterek şu sözleri kullandı:

“Dini inançlarımızın ve ulusal hassasiyetlerimizin siyasete materyali yapılmasını da gerçek bulmuyoruz. Ne yazık ki, Sayın Erdoğan başta olmak üzere her düzeydeki Ak Parti takımları dinimizin koruyucusu, sahibi üzere davranmakta  ısrar ediyorlar.

Erdoğan’a oy vermenin sevap sayılacağı, Ak Parti’ye dayanak vermeyenin ahirette hesap vereceğini söyleyecek kadar ileri gidenler oluyor.

Müslümanlık Ak Parti’yle başlamadı. Biz Ak Parti’den evvel de Müslümandık. Dünya durdukça da -Elhamdülillah- müslüman kalacağız. Vatan, millet, din, iman kimsenin inhisarında değildir. Kimsenin kimseden sertifika almaya gereksinimi yoktur.”

“YAŞADIĞIMIZ KRİZİN İSMİ TEK ADAM KRİZİDİR”

Sarıgül, ülkedeki yaşanan problemlerin nedeninin tek adam rejimi olduğunu vurgulayarak, “Yaşadığımız sıkıntılar nedeni Sayın Erdoğan’ın tek başına ve sınırsız yetkiyle ülkeyi yönetiyor olmasıdır. Yaşadığımız krizin ismi tek adam krizidir.

Yapılması gereken tek adam  yönetimine  son vermektir. Biz, Türkiye Değişim Partisi olarak, parlamenter demokrasiden yanayız. Tarafsız Cumhurbaşkanı, güçlü meclis, bağımsız yargı istiyoruz. Türkiye Değişim Partisi, ne yapacağını, nasıl yapacağını bilen,  vicdanlı ve ehil takımlardır.” dedi.