Son dakika haberine bakılırsa, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK gündemine ilişkin mühim açıklamalarda bulunmuş oldu. Ömer Çelik, basın mensuplarının asgari ücret ile ilgili sorusuna cevap verdi. Sözcü Çelik, “Tüm talepleri yakın bir halde takip ediyor ve değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, asgari tutara ilişkin şunları kaydetti:

“AK PArti açısından emeklimiz, esnafımız, çiftçimiz genç arkadaşlarımız bunlardan gelen talepleri takip ediyor ve değerlendiriyoruz. Vatandaşımızın ezilmemesi için stratejiler üretiyoruz. Sabah da toplantımız vardı. Onların zamanlaması, içeriklendirilmesi hemen hemen Emek verme ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı açısından iyi mi içeriklendirecekler, onlar için erken. Onlar olgunlaştığı süre bizdeki detayları paylaşırız. Yurttaşlarımız şunu bilsinler ki çeşitli toplumsal kesimlerden bizlere iletilen talepler dizgesel şekilde değerlendiriliyor.”

İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO’YA ÜYELİK BAŞVURULARI

Çelik, terörle savaşım mevzusundaki kararlılığın aynen sürdüğünü belirterek her geçen gün terör örgütlerine verilen bazı siyasal ve askeri desteklerle ilgili yeni bilgilere ulaştıklarını ve bunlarla ilgili yeni savaşım taktikleri ve şekilleri geliştirmeye devam ettiklerini söylemiş oldu.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurularına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, AK Parti açısından NATO sürecinin ilkelere, prensiplere ve kurallara bağlı olarak yürütülmesinin daima mühim bulunduğunu altını çizdi.

AK Parti Sözcüsü Çelik şöyleki devam etti:

“Burada ilkelere bağlı olarak NATO’nun genişleme vizyonuna, ilke olarak daima bu destek sunar verildi fakat müttefiklerimizden bazıları başta olmak suretiyle bir NATO üyesi olan Türkiye’nin, düşmanı olan terör örgütlerine verilen askeri ve siyasal destekleri Cumhurbaşkanı’mız hem Birleşmiş Milletler kürsüsünden hem başka kürsülerden yüksek sesle açıkladı. 11 Eylül vakalarından sonrasında Washington Anlaşması’nın 5. maddesinin ilk kere uygulanması ile ortaya çıkan tabloda terörizm net şekilde bir küresel tehdit ve hedef olarak, savaşım hedefi olarak ele alınmıştı. Fakat Türkiye’nin terörizmle mücadelesinde aynı desteğin verildiğine hiçbir süre tanık olmadık.”

Çelik, Türkiye’nin terör örgütleri ile savaşım etmiş olduğu sırada bazı müttefiklerinin Patriot hava müdafa sistemlerini ülkelerine geri götürdüklerini anımsatarak terör örgütlerine verilen desteğin “Türk askerine, polise ve sivil vatandaşlara dönük hücum” olarak ortaya çıktığını kaydetti.

“Düşmanımıza verilen bu destek hiçbir şekilde kabul edilemez, bunun müttefiklik bağlamında herhangi bir halde izah edilmesi asla mümkün değildir.” ifadesini kullanan Çelik, “DEAŞ’la savaşım ediyor bahanesiyle” PKK/YPG terör örgütüne destek verilmesinin, her şekilde ilkesiz ve siyasal açıdan gayriahlaki bir yaklaşım olduğu değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

“NATO İÇERİSİNDEKİ KONSENSÜSÜN KORUNMASI HASSASİYETİNİ DİLE GETİRİYORUZ”

AK Parti Sözcüsü Çelik, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği mevzusunda Türkiye’nin beklentisine ilişkin şunları kaydetti:

“Türkiye, Cumhurbaşkanı’mızın ifade etmiş olduğu benzer biçimde açık bir talepte bulunuyor. NATO’ya yeni üye olacak devletlerin her hâlükârda terörle bağını kesmesi gerekir. Şimdi aslına bakarsak bunu NATO ittifakı içindeki konsensüse karşıymış benzer biçimde göstermeye çalışıyorlar. Bilhassa Lüksemburg Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları bu meseleyi hiçbir şekilde anlamadığını gösteriyor. Sanki Türkiye bir konsensüs varmış da bu konsensüse karşı olarak hareket ediyormuş… Tam tersine Türkiye, NATO içindeki konsensüsün korunması bakımından bu hassasiyetlerini dile getirmiş oluyor. Hem kendi ulusal güvenliği açısından dile getiriyor hem de NATO’nun içindeki konsensüsün korunması bakımından…”

“BÖYLE BİR ŞEY KABUL EDİLEMEZ”

Çelik, Avrupa Polis Teşkilatı’nın raporlarında İsveç’in, Suriye’nin Haseki kentinde terör örgütü PKK/YPG’nin bağlantı ofisi vesilesiyle örgütün altyapı çalışmalarına destek verdiğinin net şekilde görüldüğünü söylemiş oldu.

Ömer Çelik şöyleki devam etti:

“Daha da korkuncu İsveç Müdafa Bakanı, direkt PKK/YPG’nin başındaki, Suriye’deki başındaki şahısla ‘Zoom’ üstünden bir toplantı gerçekleştirebiliyor. Ondan sonrasında diyor ki ‘Ben probleminin ne işe yaradığını tam olarak anlamıyorum, bununla ilgili olarak Türkiye ile konuşmaya hazırım’. Mesele şudur; NATO bir güvenlik örgütüdür, bu güvenlik örgütünün en büyük savaşım alanlarından bir tanesi küresel terörizmdir. Siz direkt bir NATO üyesi ülkenin terör hedefi olarak gösterdiği terör yapılarıyla bir temas içerisindesiniz ve onlara destek veriyorsunuz. Birincisi, bu örgütler sizin ülkenizin içinde para topluyorlar, bu toplanan paralar tabanca olarak örgüte dönüyor ve ondan sonra da NATO İttifakı’nın en mühim ülkelerinden olan Türkiye’nin askerine, polisine ve sivil vatandaşlarına karşı bir tehdit uyguluyor. İkincisi, ilkesizlik ve tutarsızlık şudur; hem NATO içerisindeyiz hem de bizlere tabanca ambargosu uyguluyorsunuz. Bu ülkelerin de bu şekilde, yeni üye olmaya çalışan ülkelerin de bu şekilde yapmış olduğu davranışlar var. Bu tarz bir olay söz mevzusu olması imkansız, bu tarz bir olay kabul edilemez.”

Türkiye’nin, NATO ilkelerine ve prensiplerine uygun davranılmasını istediğini vurgulayan Çelik, “Hâlâ diyorlar ki ‘Biz açık olarak bizlerden ne istendiğini anlayamıyoruz’. Açık olarak istenen şu; insanlığa karşı kabahat işleyen bu terör örgütlerine destek vermeyi kesmenizi istiyoruz, bu kadar net.” ifadesini kullandı.

ATATÜRK HAVALİMANI’NDA YAPILACAK MİLLET BAHÇESİ

Çelik, yaratı siyasetinin devamı olacak bir öteki projenin de Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı’nda yapılacak millet bahçesi bulunduğunu söylemiş oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı’nda yapılacak millet bahçesi için “Bu benim projemdi. Telefonlarımı dinleyerek bunu çalmışlar.” söylediğini aktaran Çelik, Kılıçdaroğlu’nun şimdi ise seferberlik halinde buna karşı çıktığını söylemiş oldu. Çelik, “Böylesine tutarsız, böylesine tutarsız, böylesine çevre bilincinden kopuk herhangi bir yaklaşım olabilir mi?” diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ü istismar ederek, “Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin verildiği bir yerin yıkılması olarak” bu projenin sunulduğunu dile getiren Çelik, “Doğrusunu söylemek gerekirse Türk siyasal tarihinde Mustafa Kemal Atatürk istismarcılarının Mustafa Kemal Atatürk’e, bu millete ve değerlerine yapmış olduğu kötülüğün haddi hesabı yoktur. Nitekim Bölme’in ortasında o görkemli yaratı yapılmış oldu adı, Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezidir. Asla kimse kendi fena siyasetine, kendi fena niyetine, kendi esersizliğine, bu millete yapmış olduğu kötülüğe Mustafa Kemal Atatürk’ü kalkan halletmeye çalışmasın.” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ

Mısır ile normalleşme ve diyaloğun güçlenmesi sürecinin devam ettiğini bildiren Çelik, 1 Haziran’da, Gömü ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Guvernörler Kurulu Senelik Toplantıları’na katılmak suretiyle Mısır’a gideceğini belirtti.

Çelik, “Bu çerçevede, kardeş Mısır halkıyla ortak çıkarlarımız temelinde ve Akdeniz’deki bölgesel gelişmeler temelindeki yakınlaşmamız devam edecek.” dedi.

ADANA’DAKİ “GENÇLİK ŞÖLENİ”NE DAVET

Memleketi Adana’da cumartesi günü, 8 yıl aradan sonrasında “Gençlik Şöleni” düzenleyeceklerini belirten Çelik, şöyleki devam etti:

“81 ilden 10 binlerce genç kardeşimiz Adana’da Cumhurbaşkanımızla buluşacak. Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığımız, Adana teşkilatımız Türkiye’nin her tarafınca gelecek genç kardeşlerimizi konuk etmek için onların Cumhurbaşkanımızla en verimli, en güzel şekilde buluşmasını sağlamak için günlerdir bir hazırlık yapıyorlar. Cumartesi günü saat 17.00 benzer biçimde bu etkinlik başlamış olacak. Türkiye’nin her tarafındaki genç kardeşlerimizi Adana’ya, Cumhurbaşkanımızla buluşmaya bekliyoruz.”

“BİR GÜVENLİK ÖRGÜTÜNE ÜYE OLACAK DEVLETLERİN TERÖRE DESTEK VERMEMESİ LAZIM”

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği mevzusunda bu ülkeler hangi kriterleri yerine getirirse Türkiye’nin ikna olacağının sorulması üstüne Çelik, burada öne çıkan en mühim meselenin “teröre verilen destek” bulunduğunun altını çizdi.

Çelik, bir güvenlik örgütüne üye olacak devletlerin teröre destek vermemesi gerektiğine işaret etti.

“İsveç hükümetinin gönderilmiş olduğu silahlar, ele geçirilen PKK cephanelerinde ortaya çıktı”
İsveç ve Finlandiya’nın öteden beri terör örgütüne yoğun bir halde finansman sağladığının, Türkiye odaklı faaliyetlerin merkezi haline geldiğinin, hem PKK’nın hem FETÖ’nün üst düzey yöneticilerini barındırdığının açık ve net bulunduğunu dile getiren Çelik, ek olarak bu ülkelerde, hiçbir şekilde Avrupa hukukuna da uymayacak şekilde bu teröristlerin rahatça istedikleri terör propagandasını, istedikleri faaliyetleri yapabildiklerini açıkladı.

PKK’ya gönderilen silahların bir kısmının mali kaynağının da buradan sağlandığını; direkt İsveç hükümetinin gönderilmiş olduğu silahların, ele geçirilen PKK cephanelerinde ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

“Bu yıl, daha ilkin 120 milyon dolar civarında gönderdikleri desteği İsveç, güya DEAŞ’a karşı savaşım anlamında 326 milyon dolara kadar çıkaracaklarını söylüyor. Biz, PKK’nın herhangi bir yerini yok ettiğimizi, herhangi bir mağarada onun cephanesini bulduğumuzda bunun içinde bir Avrupa ülkesinin silahlarını gördüğümüzde buradaki ilkesizliğin ve tutarsızlığın adını koyarız. Hele bunun bir NATO ülkesi olması asla kabul edilemez. ABD’yi de Fransa’yı da bu mevzuda uyarıyoruz. Bu yanlışlığa yenilerinin eklenmesi benzer biçimde bir duruma asla müsaade edemeyiz.”

“MESELE TÜRKİYE’NİN İKNA EDİLMESİ DEĞİLDİR”

ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği mevzusundaki açıklamalarıyla “Türkiye’ye gitmeyeceğim fakat iyi olacağımıza inanıyorum. Türkiye’yi ikna ederiz.” şeklindeki ifadesinin sorulması üstüne Çelik, şunları söylemiş oldu:

“Sayın Biden’ın doğal Türkiye’ye gelip gelmemesi kendi takdiridir. Ben ona bir şey söyleyemem fakat müttefikler arasındaki bu meselelerin yoğun bir halde gerek telefon diplomasisiyle gerek karşı karşıya konuşulmasının daima yararlı olduğu açıktır fakat kendi takdiridir. Fakat şunun bilinmesi lazım, sorun Türkiye’nin ikna edilmesi değildir. Doğrusu herhangi bir devlet başkanı, Türkiye’nin ikna edilmesinden bahsediyorsa sorun, Türkiye’nin ikna edilmesi gibisinden bir denklem içine alınamaz. Sorun, yeni üye olmak isteyenlerin terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesi için o ülkelerin ikna edilmesidir.

İkinci olarak, mevcut ülkelerin de terör örgütlerine verdiği desteğin kesilmesidir. Dolayısıyla buradaki durum, Türkiye’nin ikna edilip edilmemesi meselesi değildir. Buradaki durum, eğer bir genişlemeden bahsediliyorsa bu genişleme çerçevesinde buna aday olan ülkelerin terör örgütlerine desteği kesme mevzusunda ikna edilmeleridir. Aslına bakarsan şimdiye kadar yanlış yapmışlardır. Hele de bir güvenlik mimarisinin içinde.”

İsveç Müdafa Bakanının, terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle muhatap olduğuna dikkati çeken Çelik, “Şimdi bu kişi, diyelim ki İsveç NATO üyesi oldu, NATO toplantısına katılacak NATO toplantısından çıkacak ondan sonrasında da terör örgütünün üst düzey yöneticileriyle toplantı meydana getirecek. Bu şekilde bir çelişki olabilir mi? Asla söz mevzusu olması imkansız.” diye konuştu.

YUNANİSTAN BAŞBAKANI MİÇOTAKİS’İN ABD ZİYARETİ

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Amerikan Kongresi’nde Türkiye karşıtı sözleri üstüne almış olduğu alkışların tartışıldığının hatırlatılmasının arkasından bu konudaki değerlendirmesi sorulan Çelik, şöyleki konuştu:

“Miçotakis’in orada kendi ulusal tarihini, Amerikan geçmişine referans vererek anlatma biçiminin Yunan medyasında da iyi mi eleştirildiğini gördüm. Yunanistan’ın geçmişteki siyasal figürlerinin, Amerikalıların yolunu izledikleri şeklindeki yaklaşımının iyi mi eleştirildiği bence iyi değerlendirilmesi ihtiyaç duyulan bir mevzu.

Hangi kongrede, hangi parlamentoda, kim ne için alkışlamış bu oldukca mühim değil. Herhangi bir parlamentonun alkışları, alkışlanan kişiye bir zamanı hakikat vasfı vermiyor fakat burada bazı çelişkiler var. Biz doğal Amerikan Senatosunu önemsiyoruz. Oradaki kıymetli kurultay üyeleriyle de hem görüşlerimizi paylaşıyoruz hem iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyoruz fakat şuna dikkat edilmesi gerekir. Bir kongrede bir müttefikiniz, bir başka müttefikinize karşı söz söylediği süre bunun alkışlanması oldukca doğru bir şey değil, kendi takdirleri.”

Gidip de başka parlamentolarda, “Türkiye’ye tabanca vermeyin” diye yalvarmanın hiçbir şekilde saygıdeğer bir davranış olarak değerlendirilemeyeceğini, bunun utanç verici bulunduğunu söyleyen Çelik, şöyleki devam etti:

“Doğrusu siz devamlı olarak, adalar üstündeki uçuşlardan bahsediyorsunuz. Peki siz anlaşmalara bakılırsa silahsız olması ihtiyaç duyulan adaları silahlandırma hakkını kimden alıyorsunuz ve hangi hukuktan alıyorsunuz? İkincisi, adalar üstünde uçuş dediğiniz şey, sizin hava kuvvetlerinizin yapmış olduğu ihlallere karşı Türk Hava Kuvvetlerinin verdiği cevaptır. Hukuksuz bir durum yoktur. Bunu onlarca kere açıkladık, kayıtları var bunların. Üçüncüsü, Yunanistan sahil güvenliği ve ona destek veren Frontex, göçmenlerin botlarını şişleyerek Akdeniz’de insanların ölüme sürüklenmesine ya da bu şekilde bir tehditle karşı karşıya kalmasına yol açtı. Örnek olarak, bu sorgulanmış mıdır? Esas sorun budur. Yoksa parlamentolara bir sürü insan gidiyor, nezaketen de bir sürü insan alkışlanıyor. Kıbrıs meselesinde de net bir halde görülmesi ihtiyaç duyulan şey şudur, hakkı gasbedilen ve şimdiye kadar da verilen sözlerin tutulmadığı taraf, Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir.”

Yunanlıların bu lobi faaliyetinin hiçbir şekilde sorun çözmeyeceğini dile getiren Çelik, “Onların, meselelerini çözeceği yer Türkiye’dir. Türkiye ile konuşacaklar. Yoksa geçmişte de çözemediler bugün de çözecekleri bir durum yok. İsterse dünyanın tüm parlamentolarında alkışlansın, hiçbir önemi yok.” dedi. (AA)

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluştu!

Dünyadan Türkiye mesajları! ‘Hazırız’

Erdoğan’dan oldukca net ileti! ‘Hayır diyeceğiz’