Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çerçeve İçi-Çerçeve Dışı” temasıyla Süleymaniye Camisi avlusunda düzenlenen 2. Yeditepe Bienali’nin açılışında yapmış olduğu konuşmada, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın işbirliğiyle düzenlenen Yeditepe Bienali’nin ikincisinin şehre ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Lügat anlamı “yılaşırı” olan bienalin, Yeditepe ismiyle ve klasik Türk ve İslam sanatlarının seçkin örnekleriyle İstanbul’da gerçekleştirilmesini mühim gördüğünü belirten Erdoğan, Süleymaniye Külliyesi imaret Daruzziyafe’de başlayıp, Nuru Osmaniye Camii mahzen, Fatih Cam Küp Galeri ve Yedikule Hisarı’nda sürecek Yedikule Bienali’nin bir tek etkinlik mekanlarıyla bile şehrin alımlı zenginliğini göstermeye kafi bulunduğunu söylemiş oldu.
Burada değişik köken ve meşreplere mensup sanatçıların, aynı sanat dallarında vermiş oldukları eserlerin bir arada sunulmasının esasında her türlü ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi reddeden bir uygarlık iklimine haiz olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Erdoğan, bienal kapsamında sergilenecek kültür sanat ürünlerinin yaymış olduğu zenginliğin, derinlik ve özgünlüğün, içinde ne olduğu ve kapsamı bakımından eşi ve benzeri olmayan bir şölen bulunduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nesilden nesile aktardığımız, yaşattığımız ve kendi ruh dünyamızın renklerine boyadığımız sanatlarımızın bu tür faaliyetlerle internasyonal düzeyde de daha fazlaca gündeme geleceğine inanıyorum. Gelenekli kültür sanat değerlerimize sahiplenen, onlar üstünde düşünmeyi, onları bugüne taşımayı ve geleceğe aktarmayı hedefleyen her türlü çabayı takdirle karşılıyor ve destekliyoruz.” dedi.
Yeditepe Bienali’nin bu yılki temasının “Çerçeve İçi-Çerçeve Dışı” olarak belirlenmiş olmasının fazlaca geniş fikri bir zemin ve çok önemli bir zamanı arka plan sunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyleki devam etti:
“Bienal kataloğunda da yer edinen bir Nasreddin Hoca öyküsünü sizlere yeniden hatırlatmak isterim. Öykü şöyleki; kapının önünde hararetle bir şeyler arayan Nasreddin Hoca’ya, komşuları da desteğe gelir. Arama sürerken komşularından biri Hoca’ya, ne kaybettiğini sorar. Hoca da mührünü kaybettiğini söyler. Komşusu, mührünü nerede kaybettiğini sorunca Nasreddin Hoca ‘avluda’ yanıtını verir. ‘Peki’ der komşusu, ‘Öyleyse niçin burada arıyorsun?’ Hoca’nın cevabı ibretliktir. ‘Avlu karanlık, burası daha aydınlık. O yüzden kapının önünde arıyorum.’
Bizlere düşen vazife, uygarlık değerlerimizin tüm unsurları benzer biçimde kültür-sanat hazinelerimizi ve onları üreten iklimi de nerede kaybettiysek, orada aramaktır. Eğer kendi coğrafyamızda, kendi kalbimizde, kendi zihnimizde kaybettiğimiz değerlerimizi Nasreddin Hoca konusunda olduğu benzer biçimde başka yerlerde aramaya kalkarsak, bir tek vaktimizi heba etmiş oluruz. İşte bunun için biz, verdiğimiz mücadelenin gayesini hep, kadim uygarlık mirasımızın ihyası ve günümüz imkanlarıyla daha kuvvetli şekilde tekrardan inşası olarak ifade ediyoruz. İyi olan, güzel olan, yararlı olan, kıymetli olan her şeyi nerede bulursak bulalım, almak, kullanmak, geliştirmek daha iyisini yapmak, ecdadımızdan bizlere kalan en mühim miraslardan biridir.”
“Gelenekli kültür sanat değerlerimize sahiplenen, onlar üstünde düşünmeyi ve geleceğe aktarmayı hedefleyen her türlü çabayı destekliyoruz. Kültür, sanat birikimimizi yeni nesiller başta olmak suretiyle milletimizin tüm fertlerine ulaştırana kadar bu tür faaliyetleri artırarak sürdürmeliyiz. Medeniyetimize, tarihimize, kültür sanat birikimimize sahiplenmek, bu tarz şeyleri daha ileriye taşımak için üzerimize düşenleri samimiyetle yerine getireceğiz. Sapkınlığı, marjinalliği sanat adı altında normalleştirme gayesi taşıyan kurnaz saldırıya karşı imkanlarımızı devreye almalıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bianelde 36 değişik ülkeden iştirakçilerin da yer almasını bu çabanın gerçek bir uygarlık hamlesine dönüştüğünün işareti olarak değerlendirdiğini belirterek, bu bilinçle ve bu gayretle çalışan, yaratı ortaya koyan kültür ve sanatın gelişmesine destek veren her insana şükranlarını sundu.
Kültür sanat birikiminin yeni nesiller başta olmak suretiyle milletin tüm fertlerine ulaştırana kadar bu tür faaliyetlerin artırılarak sürdürülmesi icap ettiğini vurgulayan Erdoğan, batı dillerinde “art” kelimesiyle karşılanan sanat teriminin Latince “düzenlemek” kökünden gelirken Arapçada ise sanat kelimesinin “yapmak, etmek” kökünden türediğini söyledi.
Erdoğan, düzenlemek ile yapmak arasındaki anlam farkının bu iki medeniyetin yaradılışı, dünyayı, insanı, eşyayı ve yaşamı algılayış biçimini de gösterdiğini dile getirerek, anlam olarak düzenlemek kelimesinin mevcud bir şeyi tekrardan oluşturmayı ifade ettiğini, yapmanın ise fazlaca daha derin, fazlaca daha kapsayıcı ve ulvi bir eyleme atıfta bulunmak bulunduğunu söylemiş oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, inancımızda insanoğlunun yaratıcısının, kısaca Rabbinin eseri bulunduğunu vurgulayarak, şöyleki konuştu:
“O şekilde olduğundan de öteki varlıklara bakılırsa eşi olmayan kabiliyetlerle ve elbet ağır sorumluluklarla teçhiz edilmiştir. Sanat terimine yaklaşımdaki bu derin farkın tezahürlerini Endülüs’ten Büyük Sahra’ya, Orta Asya’dan Güneydoğu Asya’ya kadar geniş bir alana yayılan eserlerde ve yaşayışlarda görmek mümkündür. Sanat, ‘Tanrı’ı aramakmış meğer’ der üstat. Şimdi burayı yakalamak fazlaca mühim. Fiziki olarak ne kadar uzak olursa olsun bu coğrafyaların hepsinde de İslam’ın varlık ve yaşam kavrayışının ortak yansımaları, mahalli birikimleri ve teknik kapasiteleriyle bezenmiş bir tutarlılıkla karşımıza çıkmaktır. Asla şüphesiz bu tablonun mevzumuz bakımından en mühim özelliği estetiğin ahlakla bütünleştirilmiş biçimleriyle ortaya konan ve süreklilikten asla kopmayan sanat eserlerinin üretimini elde etmiş olmasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzağa gitmeye gerek olmadığını, inancımızdaki “Tanrı güzeldir, güzel olanı sever” yaklaşımının sanata yansımış halinin şu an içinde bulunulan Süleymaniye Külliyesine bakarak da görülebileceğini ifade ederek, buraya gelen bir yabancının “İslam nedir?” diye sorduğunda kendisine lafzi anlatımın ötesinde işaret edilecek somut mesela elbet Süleymaniye Camisi, Sultanahmet Camisi olacağını kaydetti.
Aynı şekilde “Sizin sanatınızın emsalsiz eserleri nedir?” diye bir soruya muhatap kalındığında da yönelinecek yerin Yeditepe Bienalinde sergilenen eserler olacağını dile getiren Erdoğan, “Fikirle duyguyu, inançla estetiği, derinlikle sükuneti, kuşatıcılıkla ahengi, gerçeklikle sembolleri bu aşama başarıyla buluşturmuş bir sanat müktesebatına haiz olmakla ne kadar gurur duysak azdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim medeniyetimizdeki, dolayısıyla sanatımızdaki iyilik ve güzellik anlayışının deposu asla şüphesiz mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim ve alemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam’dır. Güneşin tüm evreni ışıttığı benzer biçimde bu temel kaynaklar da bizlere hayatımızın her alanında ve sanatımızda yol göstermekte, esin vermekte, motivasyon sağlamaktadır. Bu kaynaklara ne kadar yaklaşırsak o aşama sanat, kısaca yapmak eyleminde de başarıya ulaşmış olur, ne kadar uzaklaşırsak da o aşama özümüzden koparız.” diye konuştu.
Bilginin ve sezginin sınırları doğru atama edildiğinde sanatın önündeki ufkun sonsuzluğunun daha iyi kavranabileceğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Normal olarak öteki medeniyetlerin sanat adına insanlığa sundukları birikime, tezahürleri itibarıyla bir kısmına katılmasak da biz saygı duyuyoruz. Bunlar içinde kendi sanat ve güzel duyu anlayışımıza uygun olanları beğenmekte, esinlenmekte, sahiplenmekte bir beis de yoktur. Fakat bu durum kendi sanatımızdan ve ona kaynaklık eden değerlerimizden bir kopuşa sebep olmamalı, bu şekilde bir facianın bahanesine dönüşmemelidir. Mimariden musikiye, edebiyattan resme, geleneksel sanatlardan çağıl formlara kadar tüm sanat faaliyetlerimizde insanı ve tüm varlıkları içine alan daha büyük, daha tanrısal bir kaynağa yöneldiğimizde yapabileceklerimizin sınırının olmadığını göreceğiz, bileceğiz. Batı’nın adına yaratıcılık söylediği fakat aslına bakarsak mevcudu düzenlemekten ibaret olan sanat anlayışıyla, insanoğlunun yapabileceklerinin sınırını beşeri kavrayışın ötesine taşıyan bu sanat yaklaşımının mukayesesini erbabının takdirine bırakıyoruz. Biz kendi medeniyetimize, kendi tarihimize, kendi kültür sanat birikimimize sahiplenmek, bu tarz şeyleri daha ileriye taşımak için üzerimize düşenleri samimiyetle yerine getirmeyi sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaten aramak, yakından görmekse işte Süleymaniye derhal yanı başımızda. Ona bakıyor ve diyoruz ki Ey Mimar Sinan, Tanrı sana rahmet eylesin. 700’ü aşkın eserle yaşamını teçhiz eden bu şekilde bir üstat var, bu şekilde mimarımız var. Bu görkemli eseri ortaya çıkaran mimarımız var.” ifadelerini kullandı.
Yeditepe Bienali’nin medeniyete, ülkeye ve şehre hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, konukları, Mimar Sinan’ın ruhu için Fatiha okumaya çağrı etti.
Erdoğan, bienalin düzenlenmesinde alın teri döken, katkı elde eden her insana de teşekkür ederek, sözlerini, “Beykoz Belediyemizin yapmış olduğu video çekimlerini gördüm. Hayvanlarla ilgili bir rehabilitasyon merkezini gezmeye, görmeye gideceğim. Orada belediye başkanımızın bu rehabilitasyon merkezini yerinde görelim diyorum, ondan sonrasında da AK Parti Belediyeleri olarak bu işi hızlıca yaygınlaştıralım isterim.” diyerek tamamladı.
(AA)
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Kaynak: webhane.com