Tüketimi mide bulantısı, kusma ve ishal şeklinde bazı sıhhat sorunlarıyla ilişkili olan patatesin yeşil kısmı, bazı durumlarda ciddi zehirlenmelere yol açabiliyor.
Patatesler yeşilimsi bir renk alırsa, bunun sebebi olgun olmadıklarından değil, sağlığınıza zarar verebilecek acı bir tada ve toksik özelliklere haiz bir glikoalkaloid olan solanin varlığından oluşur.
Avrupa Besin Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafında gösterilen yakın tarihindeki bir rapor, yeşil kısmı yemenin yada filizlerin varlığının risklerini deklare etti.
EFSA uzmanları bilhassa domates, patlıcan, patates ve türevleri olmak suretiyle solanin içeren belirli gıdalardaki glikoalkaloitlerin sıhhat tehlikelerini değerlendirdi.
Pişmeden patatesin yeşil kısımları, acı bir tada ve toksik özelliklere haiz bir glikoalkaloid olan solanin açısından zengindir. Solanin, kendisini organik olarak korumak için kullandığı tipik bir mantar ve böcek ilacıdır, sadece insan tarafınca yüksek konsantrasyonlarda yenilirse ölümcül olabilir.
Solaninin bir çok patatesin kabuğunda bulunur, bu yüzden kabuğunu soyarak bu toksik maddenin yüzde 30-80’inden kurtulabilirsiniz. Ek olarak kızartma, zehirli maddeyi etkisiz hale getirir, sadece kaynatma yada mikrodalgada pişirme etkilemez.
Işık ve rutubet solanin içeriğini günde 4 kat daha çok artırır. Bundan dolayı patatesleri serin, kuru ve karanlık bir yerde saklamak oldukça önemlidir.
Patatesin yeşil kısmının tüketimi esas olarak sindirim sistemi ve nörolojik emareleri ortaya çıkarır. Mide bulantısı, ishal, kusma, kramplar, boğaz ağrısı, baş dönmesi ve vertigo görülebilir.
Belirtilerin hissedilmesi için bu kimyasal bileşikte vücut ağırlığının kilogramı başına 1 miligram almak yeterlidir. Vücut ağırlığının kilogramı başına 3 mg solaninin tüketilmesi ölüme bile niçin olabilir, bu düzgüsel bir solanin konsantrasyonuna haiz 2 kilogram patatesin yenilmesi anlamına gelir.
Bebeklerde ve minik çocuklarda toksik doza yetişme riski daha fazladır, bundan dolayı birkaç kilo ağırlıkta olduklarından dolayı aşırı patates tüketmeye gerek kalmadan tehlikeli alım seviyelerine ulaşabilirler.
Bundan dolayı patates yerken ne olursa olsun kabuğunu soyup yeşil olan kısımlarını atın, bu şekilde solanin zehirlenmesi yaşama riskini azaltabilirsiniz. Sadece en mühim şey, toksik maddenin çoğalmasını önlemek için patateslerin uygun şekilde saklanmasıdır.
Bu glikoalkaloidlerin alımından meydana gelen zehirlenme riskini azaltmak için birkaç ergonomik ipucu deneyebilirsiniz:
– Yalnız kullanacağınız patatesleri satın alın. Bilhassa büyük miktarlarda tüketmiyorsanız, ne kadar indirimde olursa olsun, büyük miktarlarda almayın.
– Yeşil alanları yada filizlenmiş bulunduğunu gördüğünüz patatesleri seçmeyin.
– Evde kuru, iyi havalandırılmış, serin ve karanlık bir yerde saklayın. Soğuk, patatesin içeriğindeki nişastayı bozmuş olduğu için buzdolabı onları saklamak için iyi bir yer değildir.
– Patatesin kabuğunu soyarak toksik madde içeriğini büyük seviyede azaltırsınız. Mesela ışığa maruz kaldıkları için yeşil noktalar oluşursa, bu alanları tamamen kesmeniz daha iyidir. Uzun süre saklandıklarında filiz verebilirler. Her filizin etrafından bir santimetre kare kadar eksin yada oldukça filizlenmişse patatesi atın.
– Suda kaynatıldığında bu toksinlerin konsantrasyonu yüzde 5 ila 65 içinde düşer.
– Yağda kızartırsanız toksinler yüzde 20 ila 90 arası azalır.
Kaynak: webhane.com