Sıcak havanın bedenimize negatif etkilileri bulunmaktadır.

Terleme mekanizması, vücudun ideal sıcaklığını korumaya destek olsa da oldukca sıcak havalarda kafi olmayabilir.

Ortaya sıcak çarpması denilen mühim klinik tablolar ortaya çıkabilir. Sıcak çarpması emareleri ve neticeleri hakkında Ensonhaber.com’a açıklamalarda bulunan Dr. Gülsüm Kartal; gebeler, bebekler, çocuklar yaşlılar ve kronik insanlarda ölümcül tesirleri olabileceğini söylemiş oldu.

Dr. Kartal, “Yalnız fizyolojik değil, ruhsal olarak da tesirleri de mevcuttur. Dikkatsizlik, sinirlilik benzer biçimde etkisinde bırakır bunlardan başlıcalarıdır.” dedi.

Aşırı sıcaklardan etkilendiğimizi gösteren en mühim 2 bulgunun altını çizen Dr. Kartal, bunların aşırı susama hissi ve terlemenin artması bulunduğunu deklare etti.

“Baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve kusma da bu tabloya eşlik edebilir”

Dr. Kartal, açıklamalarında şu ifadeleri kaydetti:

“Ilkin oldukca fazla terleme olur. Fakat hemen sonra terleme durur. Bu da kırmızı ve sıcak bir cilde niçin olur. Terlemenin durmasıyla vücut ısısı hızla artar ve sıcak çarpması adım atar. Ek olarak baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve kusma da bu tabloya eşlik edebilir. Nabız ve solunumda artma yaşanır. Özellik bebeklerde ve çocuklarda isiliğe oldukca rastlanmalıdır. Bu durumda anne babalar çocuklarını daha azca giydirmeli, sık sık banyo yaptırmalıdırlar.”

Sıcak çarpmasına müdahale

Dr. Kartal, sıcak çarpması durumunda yapılacak olan müdahaleye ilişkin ise şu sözler kaydetti:

“Genel anlamda vücut ısısı 39.4’ün üstüne çıkar. Bu durumda şahıs derhal gölge ve serin bir yere alınmalı. Klima, serinletici, soğuk su ile soğutulmalıdır. Üstünde sıkı giysiler var ise çıkarılmalıdır. Bilinci yerinde değilse, zorla su içirilmemelidir. Eğer daha fena bir durumda ise derhal bir sıhhat kuruluşuna başvurmakta yarar vardır. Bu durumlarda solunum yollarının kontrololü gerekebilir.

Sıcaklarla savaşım ederken, yapılması gerekenler VİDEO

https://www.youtube.com/watch?v=cbmVT07uCUc

“10.00-16.00 arası ağır sporlardan kaçınmalıyız”

Eğer açık havada, güneş altında çalışmamız mecburi ise gözlük, şapka benzer biçimde takıları almalıyız.

Açık renk giysiler olmalı. Sıkı giysiler olmamalı. Güneş kremleri dikkatsizlik edilmemeli, sık sık su içmeli. Gölge ve rüzgara açık yerlerde mola vermeliyiz.

Bilhassa sabah 10.00-16.00 arası, güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde ağır sporlardan kaçınmalıyız. Sık sık duş almak, elleri ayakları ve yüzü yıkamak, vücut ısımızın regülasyonu için gereklidir. Gene susamayı beklemeden günde 2-2 buçuk litre su içmemiz gerekir. Bu da 12-14 bardak suya karşılık gelir. Yağı yiyeceklerden uzak durmalı, süt ayran, maden suyu benzer biçimde yararlı içeceklere yönelmeliyiz.”